Bu yazıya başlarken bazı kuralları hatırlatmam gerekiyor, eğer yurtdışına çıkmadıysanız ilk olarak Belgrad’a gitmelisiniz 🙂 Ben demiyorum mahalle baskısı bunu gerektirir 🙂

Ülkemizde böyle komik bir klişe haline dönüşen Sırbistan’a artık ben de gidiyorum. Hem de bilin bakalım Görkem’in kaçıncı ülkesi oluverdi

Tam sayıyı bilmiyorum ama 53 yada 55 inci sanırım öyle birşey…

Belgrad Genel Görünüm / Şehir Kışın Pek Güzel 🙂

Belgrad Gezimin Hikayesi

Herkes vizesiz olduğundan kolayca giderim diyor ama ben hep “zaten gitmek kolay önce zor olanlara, uzaklara gideyim” diyorum…

Aslında Belgrad’ı geçen sene ziyaret edecektim, fakat hayatımda iptal etmek zorunda kaldığım ilk gezim oldu! Çünkü maalesef talihsiz bir alerji hastalığı geçirmiştim.

Şimdilerde ise bir süredir Brescia, İtalya’da olduğumdan; bir de baktım Milano Bergamo’dan Niş’e 5 euro’ya bilet var o zaman gidilir dedim 🙂

İnanması zor ama gidiş dönüş 10 euro’ya aldığım ryanair biletleri ile Sırbistan’ın üçüncü büyük şehri Niş’e uçacağım hem de sadece 1 hafta önce aldım biletleri, o zaman yola koyulma vakti!

İlk Olarak Niş’e Gidiyorum

Sırbistan Yolculuğu Başlar

Biliyorum çoğunuzun Belgrad gezisi İstanbul’dan direkt bir uçuşla başlayacak,

Ama benimkisi baya bir maceralı 🙂 Önce 2 saat Niş’e uçuyorum! Öyle bir havalimanı düşünün ki o gün bir tek bizim uçak iniyor. Böylesine küçük ve samimi, hatta terminal Bandırma Otogarı’ndan küçüktür öyle diyim.

Neyse ki şehre çok yakın ve neredeyse komisyon almadan paramı Sırp Dinarı’na çevirebildiğim bir döviz ofisi var.

Merhaba Sırbistan 🙂 / Niş Havalimanı

Niş’ten Belgrad’a

Vakit kaybetmeden otobüse atlayıp hemen Niş Otobüs Terminali’ne gidiyorum. Balkanlarda da otobüs kullanımı bizim gibi çok yaygın. Bileti alırken biraz anlaşmada zorluk yaşasam da genel olarak İngilizce konuşabilen bir halk olduklarını söyleyebilirim. Toplamda 1500 sırp dinarına gidiş-dönüş biletimi aldım yaklaşık 12 euro.

Daha uçağım teker koyalı 1 saat bile olmadan kendimi Belgrad otobüsünde buldum;

Belgrad’a 197 kilometre…

Belgrad’a Doğru Giderken Otobüsten

Burası aslında Türkiye’ye karayolu olarak çok yakın bir mesafe. Bu yüzden de Sırbistan yollarında sıkça Türk Tırları ve Türkçe isimli dinlenme tesisleri görebiliyorsunuz.

2-3 saatlik bir yolculuk ardından sonunda otobüs beni şehrin güney batısındaki Belgrad Otobüs Terminali’ne bırakıyor…

Belgrad Otobüs Terminali ve Beni Getiren Otobüsüm

Belgrad Burası mı?

Merhaba Belgrad!

Öncelikle Belgrad gezime büyük bir beklenti ile geldiğimi söyleyemem. Fakat ilk sahne havanın da kararmasıyla beni biraz şaşırtıyor 🙂 Çünkü otobüs terminalinin orası 80’li yılların Türkiyesi’ni anımsatan eski köhne ve karmakarışık bir görüntüye sahip.

80’li yılları da çok iyi bilirim….

İlk hedefim 2-3 kilometre uzaktaki hostelime ulaşmak. Hostel şehrin öteki tarafında olduğundan merkezinden de geçerek gideceğim tabi.

Size Hep Kötü Şeyleri Anlatmışım 🙂 Ama Birazdan Burada Olacağım!

Düzensiz Karmakarışık Yollarıyla Belgrad

Belgrad, Türkiye’den sonra gördüğüm en karışık şehir düzenine sahip şehir olabilir. Otobüs terminalinden şehir merkezine gitmek için google maps bana karmakarışık bir yol çıkarınca “bu telefon sapıttı” demiştim kendimce.

Fakat baktım ki gerçekten yol bu 🙂

Birkaç dakika sonra bütün çehre bambaşka bir hal alıyor!

Mihaila Caddesi’nde Noel Kutlaması
Gece Belgrad Bir Başka

14 Ocak Burada Yılbaşıymış!

Aslında bugün ocak ayının 13’ü. Fakat görünüşe göre burada hala noel pazarları ve kutlamaları devam ediyor. Şehrin en ünlü caddesi Kneza Mihaila bildiğimiz panayıra dönmüş;

Yılbaşı ağaçları, rengarenk ışıklı süslemeler ve kocaman hediye paketleri…

Noel Havasındaki Belgrad ve Mihaila Caddesi

Ve size ilginç bir bilgi gelsin, yarın Sırp Ortodoksların yılbaşıymış! Yani Sırbistan’da 14 ocak sembolik olarak yılbaşı olarak kutlanıyor. Haberim bile olmadan kutlamaların ortasına gelmişim 🙂

Kendimi sonuda Good People Design Hostel’e attım. Buraya gecelik 7 euro civarı bir para ödeyeceğim. Hostel adı gibi güzel taviye ederim.

Şehir Rengarenk!

Belgrad Gece Hayatına Giriş

Bugün uzuun bir yolculukla geçse de benim enerjim yeni geldiğim bir ülkede bitmez!

Hemen Belgrad’ın şu ünlü gece hayatına atılma vakti…

Belgrad, Budapeşte’de sonra gördüğüm güzel pub, bar ve eğlence mekanlarına sahip şehir. Bu şehirdekiler eğlenmeyi, içmeyi seviyor 🙂

Ben de Sırpların ünlü biralarını denemek için çokça önerilen “Samo Pivo”ya gidiyorum. Çeşit çeşit yerel biraları deneyebileceğiniz hoş dizayn edilmiş bir mekan. İsmi de “Sadece Bira” anlamına geliyor, o kadar net 🙂

Samo Pivo’da Bir Şeyler İçerken / Belgrad

İkinci Gün: Belgrad’da Gezilecek Yerler

Belgrad’da yeni bir gün başlasın!

Hostelde kahvaltı yapıp çay-kahve içmeye bayılıyorum, nereye gitsem aynı…

Bugün Belgrad’da gezilecek yerleri görme ve bu şehri inceleme vakti, başlayalım.

Belgrad’dan Günaydınlar!!
Hostelim Pek Şekil 🙂  / Good People Design Hostel

Burası Kozmopolit Bir Geçmişe Sahip!

Bugün gündüz gözüyle gerçek Belgrad ile baş başayım. Hostelimin bulunduğu şehrin kuzeydoğusundaki “Dorcol” bölümü oldukça ilgi çekici bir görüntüye sahip.

Aslında burada Sırbistan tarihi ve kültürü ile ilgili birçok ipucu bulmanız mümkün. Sırbistan tam olarak batı Avrupa, balkanlar ve sovyet ülkeler arası bir geçiş görünümü sergiliyor.

“Sırbistan tam olarak batı Avrupa balkanlar ve sovyet ülkeler arası bir geçiş görünümü sergiliyor”

Sırbistan zaten dünyanın en genç ülkelerinden birisi, günümüz adıyla 2006 yılında bağımsızlığını ilan etmiş. Bunun sonucunda da tam olarak yerleşik bir Sırp havasından çok her şeyden biraz var sokaklarda.

İlk gördüğüm Belgrad manzaraları bana Litvanya’nın başkenti Vilnius’u fazlaca anımsattı doğrusu.

Bana Vilnius’u Anımsatan Dorcol Bölgesi
Tramvay Rayları Çok Güzel Değil mi?
Hemen Bir Fotoğrafımı da Koyayım! / Soğuk bir Sabah

Sisler İçinde Belgrad

Yürümeye devam! Belgrad’ın tramvay raylı, taşlı sokaklarında yürümek bir filmin içinde yer almak gibi.

Önce biraz şehir merkezine doğru yaklaşık Student Park’a gidiyorum bu parkın etrafında Belgrad’ın en güzel yapıları toplanmış sanki 🙂 Kesinlikle kaçırmayın.

Student Park ve Heybetli Yapıları
Parkın Öteki Tarafı

Sırbistan’da Osmanlı İzleri

Rotamda Bayraklı Camii var,

400 yıl Osmanlı hakimiyeti altında kalmış topraklardan söz ediyoruz. Belgrad’da Osmanlı eserleri görmeye alışık olun, her ne kadar düşündüğümden daha azı günümüze ulaşsa da Bayraklı Camii güzel örneklerden biri.

Şehrin İçinde Küçücük Kalmış Bayraklı Camii

Yapı Belgrad şehrinin yapıları arasında minicik kalmış olsa da hala eski Osmanlı mimarisini tek başına sergiliyor.

Caminin etrafındaki sokaklarda çok güzel boyanmış renkli renkli evler de var, vaktiniz varsa inceleyebilirsiniz.

Bahsettiğim Güzel Evlerden Biri
Ayrıca Sokaklar da Enfes!

Belgrad Kalesi mi Şehir Parkı mı?

Beni bekle Belgrad Kalesi!

Bu şehir milattan öncesinde yapılmış önemli bir Bizans kalesine sahip. Günümüze çok iyi geldiğini söyleyemem, burası Belgrad’ın şehir parkı gibi birşey olmuş günümüzde.

Şehir Parkı Görünümlü Belgrad Kalesi’ne Giriş
İçeride Osmanlı Çeşmesinden Roma Kalıntılarına Herşey Var
Kale Surları Çok Yüksek Değil / Belgrad

Belgrad Kalesi’ne giriş ücretsiz, içeride bir sürü Bizans anıtı ve Osmanlı çeşmeleri gibi eserlerin kalıntılarını görebilirsiniz. Benim gözümde burası enfes bir şehir gözlem noktası.

Bir yanda Sava Nehri öteki tarafta Tuna!

Solda Sava Sağda Tuna Nehri

Tuna ile Sava Nehri’nin Aşk Hikayesi

Belgrad nehirlerin şehri…

Hani şu Budapeşte’nin Viyana’nın Tunası Belgrad’a da geliyor ve Sava ile buluşuyor masalsı bir hikayesi var.

Hava biraz sisli, ama güneş dağıtıyor yavaştan, e rüzgar da yoksa?

Tablo gibi bir manzara…

Tablo Gibi Sava ve Tuna Nehri Manzarası / Belgrad Kalesi’nden
Bu Manzarayı Çok Sevdim 🙂
Kalenin İçindeki Yürüyüş Yolu
Kalenin Bir Parçasının Şöyle Güzel Bir Maketi de Var
Belgrad Kalesi’nin Girdiğim Kapısı

Mihaila Caddesi

Belgrad Kalesi’nin kapısından düm düz gidince karşınıza şu akşam noel pazarlarını gördüğüm şehrin ünlü caddesi Kneza Mihaila çıkıyor.

Sırplar Ortodoks olduğundan noeli ocak başında kutluyorlarmış, dün anlamlandıramamıştım ama artık biliyorum 🙂

Mihaila Caddesi
Caddedeki Mermer Osmanlı Çeşmesi

Cadde noel süslemeleriyle ayrı bir havaya bürünmüş. Burası Belgrad’ın kalbinin attığı yer ayrıca caddenin ortasında bir sürpriz var…

Mermer bir Osmanlı Çeşmesi…

Kneza Mihaila Caddesi’nin kaleye yakın uçlarındaki bölgeyi alt ve üst sokaklarıyla iyice bir dolanıyorum. Çünkü burası Belgrad’ın küçük Old Town’ı gibi birşey. Caddeyle aynı isimde bir de güzel kilisesi var.

“Çünkü burası Belgrad’ın küçük Old Town’ı gibi birşey”
Mihaila Kilisesi
Sırbistan’da Olduğumuz Anlaşılsın 🙂

Skadarlija: Burası Karaköy Olabilir mi?

Şimdi Belgrad’ı Belgrad yapan özelliklerden birini tanıtma vakti!

Bu şehir keyifli butik kafeleri ile meşhur 🙂

Skadarlija’nın Tatlı Kafelerinden Biri

Bu tatlı, şirin Belgrad kafelerini görebileceğiniz yer ise belli: Skadarlija

Skadarlija, İstanbul’un Karaköy’ü gibi bir yer. Sırpların kendine has çeşit çeşit kafe ve restoranlarının toplandığı bir nokta.

Skadarlija’nın Renkli Ortamı
Bir de Çeşmemiz Var 🙂

Özellikle akşam saatlerinde burayı cıvıl cıvıl görebilirsiniz. Buradaki her kafede bir şeyler denenmeli,

Saksılarla süslenmiş balkonlar, üzerlerindeki boyamalar ve birçok detay…

Saksılarla süslenmiş balkonlar, üzerlerindeki boyamalar ve bir çok detay…

Belgrad’ın Yaşayan Bölgeleri

Biraz da modern Belgrad’a ne dersiniz?

Şehrin güneydoğu tarafı size buranın bir başkent olduğunu anımsatacak cinsten. Buraları görmek için de özel bir çabaya gerek yok 🙂 Belgrad’ın ünlü iki kilisesini görmeye zaten gideceksiniz;

Belgrad Şehir Merkezi Genel Görünüm

Benim gibi yürüyerek gidin yeter 🙂

Yol boyunca Moskova ve Minsk’i anımsatan rusvari geniş sokaklar ve heybetli yapılar görüyorum. Bu yapılardan biri de Sırbistan Meclisi. Yapı genel Belgrad görünümünün aksine daha batılı bir mimariye sahip.

“Yol boyunca Moskova ve Minsk’i anımsatan rusvari geniş sokaklar
Sırbistan Parlamento Binası
Ünlü Hostel Moskova ve Geniş Belgrad Caddeleri

İki Kilise İki Farklı Tarih!

Şehrin iki özel kilisesini size benzersiz bir açıdan beraber tanıtacağım!

Aziz Mark Kilisesi ve Aziz Sava Kilisesi…

İlk Olarak Aziz Mark Kilisesi
Bu da Aziz Sava 🙂

Bu iki kilise de Belgrad’ın görkemli yapılarından. Sadece bu kiliseleri görmeye geldim deseniz tamam derim. Ama bu iki kiliseyi beraber incelerseniz size yazının başında bahsettiim Belgrad’ın sırlarını daha iyi görebilirsiniz.

Aziz Mark Kilisesi görünüm olarak tipik bir Rus Ortodoks kilisesi, bu tarz kiliselerin örneklerini Rusya’da, Ukrayna’da, Belarus’ta ve Kudüs’te çokça gördüm.

Öteki tarafta Aziz Sava Katedrali bir Osmanlı kilisesi 🙂 Şehirdeki Osmanlı ve Roma izlerini resmeden bir mimariye sahip. Zaten Osmanlı ve Roma da birbirinden ayrı düşünülemez.

Aziz Mark Katedralinin İçi
Aziz Sava Katedralinin İçi Yer Altındaki Bir Tapınak Gibi Kesin İnceleyin!
Aziz Sava Katedrali’nin Önünde Keyifli Bir Market Var 🙂
Aziz Mark Kilisesi ve Görkem 🙂

Zemun: Tuna Kasabası Tadında

Yolculuk Belgrad’ın yanı başındaki Tuna kasabasına; Zemun!

Yok yok burası hala Belgrad 🙂

Merhaba Zemun Bölgesi!
Zemun’un Keyifli Ortamı

Zemun, Belgrad’ın en özel bölgesi kanımca. Çünkü burası adeta Tuna nehrinin yanında keyifli bir Sırp kasabası. Belgrad’dan belediye otobüsleriyle 15-20 dakikada ulaştım bile.

Zemun’da Tuna nehrinin yanına kadar gidip kokusunu içinize çekebiliyorsunuz…

Tuna Nehri İle Başbaşa

Belgrad Ruhunu Yaşayın!

Ben gezip görüyorum ama o şehirlerin ruhunu da yaşıyorum. Gezdiğiniz yerlere sadece binalar, kiliseler, denenecek yemekler v.s olarak bakmayın. Şehrin ritüellerini yapın, ruhuna dokunun 🙂

Belgrad da Tuna’nın şehri ise Zemun’da yürüyüş yapıp Tuna ile bütünleşilir!

“Belgrad da Tuna’nın şehri ise Zemun’da yürüyüş yapıp Tuna ile bütünleşilir”

Zemun’daki renkli tek katlı köy evleri ve taşlı yollardan tepedeki Gardos Kulesi’ne de çıkıyorum. Kendisi de manzarası de mükemmel…

Belgrad’da gezmeyi düşündüğüm yerleri de artık tamamlamış oldum. Şimdi Zemun’un keyfini çıkarıp, akşam da Belgrad’ın renkli gece hayatında biraz eğlenebiirim

“aa doğru bugün yılbaşı!”

Gardos Kulesi’ne Çıkıyorum
Etkileyici Gardos Kulesi

“Post Kozmopolit”

Ben Belgrad’ı sevdim arkadaşlar. Zaten Tuna varsa ben de varım 🙂 Burası medeniyetlerin beşiği denmese de kozmopolit kültüre sahip bir şehir.

Hatta “post kozmopolit mi desek?” Şimdilerde o çeşitlilik yok, eskilerde kalmış ama etkisi devam etmiş…

Zemun’un Sahil Kısmı

Yani her yanında farklı bir iz, kovalayın!

Gelmeden önce Belgrad klişesi beni endişelendirmişti ama ben farklı şeyler de bulmayı başardığım için mutluyum.

Bu Şehrin Kafelerini Bu Yüzden Sevdim 🙂

Belgrad Gezi Tavsiyeleri

Görkem her zamanki gibi küçük notlarla Belgrad gezinize tavsiyeler versin;

  • Belgrad’ın yaşamak için Tuna ve Sava ile bütünleşin.
  • Burayı anlamlandırmak için bahsettiğim geçiş kültürünü anlayın.
  • Şehirdeki tatlı kafeleri keşfedin ve bir şeyler için.
  • Gece hayatı ve yerel biralar da kaçmasın.
  • Vaktiniz varsa, müze severim derseniz Tesla Müzesi de ziyaret edilebilir.
  • Bu şehir ucuz, biraz zengin takılın ki zevki çıksın!
  • Az sonra bahsedeceğim gibi Niş’e gidin…
Hostelde Tanıştığım Sevgili Arkadaşlarımla 🙂

Novak Djokovic de Olsa Tamamdı

Şehrin genel olarak ucuz olduğunu ve çooook Türk olduğunu söyleyebilirim 🙂 Siz onlara bulaşmayın Belgrad’ı yerel insanlarla tanıyın.

İçimde tek ude Novak Djokovic’i görememek oldu. Tenis hayranı biri olarak Sırbistan denince başka birşey aklıma gelmemişti... Neyseki hostelde canlı maçını seyrettik, haydi Nole!

Tanıştığımıza Memnun Oldum Belgrad 🙂 / Zemun, Belgrad

Belgrad gezim burada bitiyor. Ben yarın sabah Sırbistan’ın öteki güzel şehri Niş’e seyahat edeceğim.

Bir ülkeyi tek bir şehirle gezebileceğinizi mi sandınız? 🙂 Sonraki yazıda görüşmek üzere, Belgrad’dan sevgilerimle…

Şimdi Sorun, Görkem En Geç Birkaç Saate Yanıtlasın !

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.