Toskana’ya ayak bastığım Pisa şehrinin ardından, şimdi rotamda rengarenk ve görkemli bir şehir var. Hepinizin yakından tanıdığı İtalya’nın turizm başkentlerinden Floransa !

Burası bir şehirden fazlası. Da Vinci’nin, Michelangelo’nun ve birçoklarının kendini bulduğu yer, Rönesans güneşinin doğduğu topraklar. Floransa’daki gezi notlarımda bu şehirdeki genel izlenimlerimi ve gezilecek yerleri serüvenim eşliğinde okuyabilirsiniz, Floransa yolculuğuna hazır mıyız ?

Floransa Genel Görünüm / Michelangelo Tepesindeyken

Floransa’ya Nasıl Gidilir ?

30 Haziran Pazartesi Yarım günde gezmeyi tamamladığım Pisa’dan sonra, Floransa’ya doğru yola çıkma vakti. Pisa Centrale Tren İstasyonu’na varıyorum. Pisa’dan Floransa’ya ulaşmanın en güzel yolu bu trenler. Yalnızca bir saatte bu iki şehri arasını keyifli bir Toskana manzarası eşliğinde alabiliyorsunuz.

Floransa’ya ülkemizden ulaşmak biraz karışık denebilir. Floransa Havalimanı’na Türkiye’den direkt sefer gerçekleştiren bir havayolu bulunmuyor, ama üzülmeyin ! Floransa, İtalya’nın başta Bologna, Pisa olmak üzere, Roma, Milano ve Genova gibi şehirlerinin yakınında bulunuyor.Bu saydığım şehirlerin her birine İstanbul ve diğer şehirlerimizden sıkça uçuşlar var. İtalya içi ulaşım da trenler ile hem ucuz hem de çok kolay.

Benim önerim kuzeyden güneye bir İtalya rotası çizmeniz. Milano’dan başlayarak Roma’ya hatta Napoli ve Sicilya’ya kadar keşfedebilirsiniz !

Pisa Centrale İstasyonu / Floransa Trenimi Beklerken

Pisa’dan Floransa’ya Yolculuk

Pisa İstasyonu’ndan Floransa biletimi alıyorum. Bu yolculuk için 8.40 euro ödüyorum. Fiyatın 2018 için de güncel olduğunu teyit ettim 🙂

Trenimiz hareket ediyor, yol boyunca Arno Nehri’ni takip ediyoruz. Öylesine güzel bir manzara var ki vaktin nasıl geçtiğini anlayamadan Firenze tabelalarını görmeye başlıyorum. “Firenze” dedim evet ! Bu şehrin İtalyanca adı bu. Florence ve Floransa şeklinde teleffuz ederseniz sorun yaşayabilirsiniz 🙂 İtalyanlar buna biraz kızabiliyor.

Pisa’dan Floransa’ya Giderken / Trenden

Floransa Nerededir ?

Şimdi Floransa hakkında bilgiler vereceğim. Burası İtalya’nın kuzey-orta bölümünde yer alan önemli bir şehir. Bağlı bulunduğu Toskana Özerk Bölgesi’nin de başkenti. Nüfusu çevresindeki küçük yerleşimlerle beraber bir milyon kadar.

Floransa’nın tarihi milattan öncesine kadar dayanıyor. Anlatılana göre Jül Sezar’ın emriyle, Arno Nehri kıyısındaki bu bölge emekliye ayrılmış askerlere veriliyor, ardından Floransa şehri kurulmuş oluyor.

Floransa Genel Görünüm

Tek başına kitaplara konu olabilecek kadar derin olan bu bölgenin tarihine altın harfler 15. yüzyıl ve Rönesans itibariyle yazılmış. Bu dönemde ortaya çıkan yenilikçi sanat akımı, Floransa’yı sanat ve güzellikler ile tüm dünyada meşhur etmiş.

Günümüzde aynı tarihinde olduğu gibi dünyanın en ünlü ve popüler turizm merkezlerinden biri olan Floransa, kültürü ve sanat akımını hala sürdürmekte. Ayrıca bulunduğu Toskana Bölgesi’nin barındırdığı bereketli, sulak topraklar burayı bir tarım ve şarap cenneti haline getiriyor.

Floransa Genel Görünüm / Duomo’ya Çıkan Bir Sokakta Çektiğim Fotoğraf

İlk İzlenimler

Floransa’yı daha iyi anlayabileceğiniz küçük bilgilerin ardından yolumuza devam ediyoruz. Trenim Floransa Santa Maria Novella (SMN) İstasyonu’na vardı bile. Burası oldukça kalabalık ve büyük bir istasyon. Floransa İtalya’nın coğrafi olarak orta bölümünde yer aldığından, her yere sefer var denebilir.

İstasyonun önü de en az içi kadar kalabalık. Buradan şehrin farklı noktalarına giden otobüsler kalkıyor. Kalacağım yer nehrin karşı tarafında ve biraz tepede olduğu için ben de otobüslerden birine atlıyorum.

Otobüse binerken istasyondan bilet alabilirsiniz fakat ben bu seferlik tecrübemi kullanıp ücretsiz biniyorum 🙂 Bu benim Floransa’ya ikinci gelişim. İnterrail yaptığım dönemde de iki gün boyunca bu şehri keşfetmiştim, şimdi Floransa’yı daha derinlemesine yorumlayıp, sizlere aktaracağım. Burası öyle yarım gün gez dolaş kadar basit bir nokta değil !

Floransa SMN Tren İstasyonu / İlk İndiğim An

Floransa’da Nerede Kalınır ?

15 dakikanın ardından şu ünlü Michelangelo Tepesi’ne çıkıyoruz. Şehrin bu bölümünde daha çok gençlerin tercih ettiği bir kamp-hostel var. Bu konsepte son zamanlarda Avrupa’nın güneyinde sıkça rastlıyorum.

Floransa’da konaklayabileceğiniz çok fazla seçenek var. Burası butik otel konseptinin çıkış noktası olabilir. Yüzlerce hatta binlerce minik otel ve konukevi var. Tercih edenler için lüks oteller ve hosteller de mevcut. Fakat ben bu kez daha alternatif bir konaklama tecrübe edeceğim.

Aslında hostel olarak geçiyor çoğu yerde fakat burası bir çadır konaklaması. Michelangelo Meydanı’nın hemen arkasındaki Camping Michelangelo’da iki gece için kişi başı toplam 20 euro ödeyeceğim. Bu fiyat şehirde gördüğüm en düşük olan. Bunun yanında sıcak temmuz havası ve Toskana’nın güzel bitki örtüsü eşliğinde bence fena bir fikir değil !

Michelangelo Camping / Giderken / Biz Bu Çadırlarda Kalmadık Tabii 🙂

Floransa’da Gezilecek Yerler

Pisa notlarımdan gelenler bilecektir, bu gezimde yanımda yakın arkadaşım Furkan da var. İkimizin de tez canlılığı ile hemen eşyalarımızı çadırımıza bırakıp gezmeye başlıyoruz.

Floransa’da gezilecek ilk nokta olarak Michelangelo Meydanı’ndayız. Burası şehrin güneydoğu tepesinde güzel bir meydan. İsmini aldığı ünlü mimar, ressam ya da her ne derseniz bu önemli kişiliği tanıyorsunuz. Tam ortasında tahmin edeceğiniz üzere bir heykeli var.

Michelangelo Meydanı ve Net Çıkmayan Ben

Michelangelo Meydanı

Meydanın en güzel özelliği sahip olduğu muhteşem Floransa Manzarası. Buradan Ponte Vecchio ve Duomo gibi özel yapıları, Arno Nehri ile beraber izleyebiliyorsunuz. Buraya gelmeden Floransa’yı gördüm diyemezsiniz.

Şimdi aşağı inme vakti ! Michelangelo’dan aşağı sevimli bir yol var. Burada karşınıza Giardino delle Rose çıkacak, yani gül bahçesi. Floransa masalsı bir yer, çiçekler olmadan olmaz.

Michelangelo’dan Aşağı İnen Yol

Güney Floransa

Nehrin güney kıyısındayım. Burası şehrin daha kendi halinde kalan yeri. Floransa’nın asıl merkezi Arno’nun kuzeyinde. Pisa’da geçen günle beraber hava da kararmaya başladı. Eğik açıdan vuran güneş manzaramı daha da güzelleştirmiş, tadını çıkarıp etrafı izliyorum.

Güneş batıyor ! Bulutların arasından sızan güneş ve Vecchio köprüsü eşliğinde gün biter. Bugün Floransa’ya geldiğimi hissetmek adına, şehri yalnızca seyrettim. Yarın Floransa’da gezilecek yerleri keşfetmeye devam edeceğim, şimdi tatlı bir uyku.

İlk Günümün Batımı / Arno Nehri ve Arkada Ponte Vecchio

1 Temmuz Salı. Floransa’da güne uyanmak bence bir ayrıcalık. Güneşin vurduğu çadırımız biraz ısınmış. Duşumu alıp kahvaltı ettikten sonra, bu şehri yaşamaya hazırım.

Michelangelo’dayım yeniden. Gül kokulu yollar eşliğinde yürürken, bolca da fotoğraf çektiriyoruz. Her zaman fotoğraf makinem yanımda olmuyor, bugün yanımda, hava güzel, etraf da rengarenk, o zaman dans !

Gül Bahçesindeki Güllerden Biri / Arkada Gözüken Vecchio Sarayı

Şehrin doğusundaki Ponte alle Grazie köprüsünden kuzey Floransa’ya geçiyorum. Ponte’nin köprü demek olduğu konusunda anlaşmıştık. Önceki gün gezdiğim Pisa’daki gezi notlarımda bu konulardan daha detaylı söz ettiğim için çok girmiyorum.

Bugün etraf fazlaca hareketli. Floransa’da şapkalı turistler ve bisikletleriyle dolaşan İtalyanlar görmeniz olası. Köprüde çektirdiğim birkaç fotoğraf ardından düm düz ilerliyor ve bugün gezeceğim ilk yere varıyorum.

Michelangelo Tepesinden Floransa

Santa Croce Bazilikası

Santa Croce Bazilikası Floransa’nın en ünlü yapısı değil. Fakat en önemli kiliselerinden olduğu kesin. 13. yüzyılın sonlarında yaptırılan bu kilise Franciskan mezhebinin en önemli noktasıymış.

Santa Croce Bazilikası

Kilisenin avlusunda, Michelangelo, Galileo, Gentile ve Marconi gibi önemli insanların mezarları da bulunuyor. İtalyanlar bu yüzden buraya “Övünmeler Tapınağı” diyorlarmış.

Neo-Gotik ismi verilen mimari tarzla yapılmış kilisenin mermer duvarları ise ilk bakışta dikkatinizi çekecektir. Ayrıca bitişiğindeki Pazzi Şapeli ve güney tarafındaki Floransa Ulusal Kütüphanesi’de görülmeye değer.

Santa Croce Bazilikası’nın Önündeki Anıt

Borgo dei Greci

Kilisenin karşısındaki ara sokaktan batıya doğru ilerliyorum, burası Borgo dei Greci Sokağı. Yunan Sokağı’da denebilir. Biraz ilerledikten sonra arkanıza dönüp, az önceki Santa Croce Kilisesi’ne bakarsanız, harika uyumu anlayacaksınız.

Bu daracık sokaklara alışmalısınız. Floransa’daki bu sevimli sokaklar hem şehrin eski havasını yansıtıyor hem de kurulan modern dükkanlarla, alışveriş imkanı sağlıyor. Yunan Sokağı’nın sonunda beni karşılayan güzel bir atmosfer var !

Borgo dei Greci Sokağı 

Signoria Meydanı

Piazza della Signoria’dayım. Buraya geldiğiniz de ben artık Floransa’dayım diyebilirsiniz. Küçük sayılabilecek bu meydanda yüzlerce insan var. Dört bir yanınız rengarenk evler, tarihi eserler ve dükkanlar…

Signoria size panoramik bir deneyim sunuyor. Fotoğraf makinenizi alın ve bu eşsiz anı ölümsüzleştirin, yer-yön farketmez, her yer büyüleyici !

Signoria Meydanı

Vecchio Sarayı

Meydanın şüphesiz en önemli üyesi Palazzo Vecchio. Bu sarayı çoğunuz diziler, filmler ya da oyunlardan tanıyorsunuz. Bildiğiniz karşımda yükseliyor ve bu inanılmaz.

Vecchio Sarayı

Vecchio Sarayı orta çağ kalesi şeklindeki mimarisi ile dikkat çekici bir yapı. 13. yüzyılın sonlarında şehre hakim olması için yüksek bir çan kulesi ile yaptırılmış.

Sarayın içi de en az dışı kadar ilgi çekici. Giriş bölümüne ücretsiz şekilde ulaşabiliyorsunuz. Buradaki sütunlar ve işlemeler oldukça hoş. Günümüzde belediye binası olarak kullanılan bu yapıyı daha fazla incelemek isteyenlerin önceden bilet alması gerekiyor.

Signoria Meydanı

Floransa Müzeleri

Aslında bilet konusunu açmam gerekli. Floransa’da gezilecek o kadar çok müze, saray ve kilise var ki hepsini gezmek için burada haftalar geçirmeniz gerekli. Çoğu yapı da öyle 5 dakika bakalım kadar sade değil. Duvarlardaki her bir küçük tablo bile burada dünyaca ünlü ressamlara ait.

Benim tavsiyem Floransa’da benim gibi öncelikle şehri deneyimlemeniz. Ardından müzeler ve tarihi eserler için özel günler ayırmalısınız. Bunların başında Vecchio Sarayı’nın nehir tarafındaki komşusu Uffizi Müzesi geliyor. Uffizi’yi gezmeden dönmek olur mu ?

Vecchio Sarayı’nın Ziyarete Açık Bölümü

Uffizi Galerisi

Uffizi Galerisi, eşine rastlayamayacağınız bir yer. Burası dünyada en çok ziyaret edilen ve önemsenen müzelerden biri. Paris’teki Louvre ve Orsay ne ise işte Uffizi’de o seviyede bir müze, galeri. Uffizi’yi ziyaret etmek için çok önceden rezervasyon yaptırmalısınız, yoksa saatlerce sıra beklemeniz gerekebilir.

Floransa’daki bu denli çok müze ve yapılara ayrı ayrı para ödemek te biraz saçma. İtalyan resmi kurumlarının sattığı Floransa Şehir Kartı’ndan alırsanız, toplamda çok daha uygun fiyata bu noktaları dilediğinizce ziyaret edebilirsiniz.

Signoria Meydanı’ndan sonra doğaçlama yürümeye başlıyorum. Floransa’nın bu kısmında size ne bir sokak ne bir nokta ismi verebilirim, hepsi görülmeye değer.

Uffizi’ye Giden Yol ve Müzeler Bölgesi

Cumhuriyet Meydanı

Kalabalığı ve dükkanları takip ediyorum. Caddenin ucundan gözüken kapıyı nerede görsem tanırım !

Şimdi şehrin bir diğer meydanındayım, Piazza della Repubblica. İsmini açıklamama gerek yok 🙂 Bu meydan Floransa’nın daha bir turistik ve canlı yüzünü yansıtıyor. Sarı ve turuncuya kaçan binaların altındaki sevimli restoranlarla, Floransa size artık mola verip bir İtalyan lezzeti tatmalısınız diyor !

Piazza della Repubblica’ya Çıkan Cadde / Arkamda Bahsettiğim Kapı

Floransa’da Ne Yenir ?

Dinlenip birşeyler atıştırmadan olmaz. İtalya ile ilgili birşey anlatırken, “ya zaten biliyorsunuz” diyesim geliyor. İtalyan Mutfağı’ndan bugün özel soslu bir makarna yiyeceğim.

İtalya’da bir restorandaysanız, “şu yemeği sever miyiz ?”, “aç kalırsak?” şüphesine düşmeyin. Yemek ve sos kültürleri bizimle o kadar benzer ki ben adını duymadığım yeni bir şeyi denemekten hiç çekinmiyorum.

Bu sefer de haklı çıktım ! Devasa 3-5 makarna tanesi ve üzerine mantı benzeri bir sosla servis yapılmış. Tadı da güzel mi güzel 🙂

Piazza della Repubblica ve Panayır Havası

Bu sırada Floransa’nın Cumhuriyet Meydanı’nı inceliyorum. Burada bir panayır havası var, ortasındaki minik atlı karınca ve ressamların standları zaten bir klasik.

Meydanın en özel yapısı ise, bana Milano’daki Vittorio Emanuele Galerisi’nin girişini anımsattı. Sanırım günümüzde bir kısmı otel olarak kullanılan bu binanın, ortasından geçerek ilerlemek ayrı bir keyif.

Floransa Katedrali

Duomo Meydanı

Buradan tekrardan kuzeye doğru yürüyorum. Şehrin adıyla özdeşleyen Floransa Katedrali ve Piazza del Duomo artık karşımda.

Duomo Meydanı şehrin tarihi merkezi olarak anlatılabilir. Burası Floransa’nın en ikonik yapısı olan Floransa Katedrali’ne ev sahipliği yapıyor. Devasa katedralin etrafındaki, dükkanlar ve evlerin hepsi buraya özgü bir akımı yansıtıyor.

Duomo Meydanı ve Floransa Katedrali ile

Floransa Katedrali

Floransa Katedrali ya da Duomo, bu şehrin şüphesiz en önemli yapısı. Floransa’ya daha önce gelmemiş olanların bile aşina olduğu bu kilise, devasa boyutlarıyla fazlasıyla etkileyici.

Şehirdeki diğer önemli yapılar gibi 13. yüzyılın sonlarında inşa edilen kilisede, Gotik ve Rönesans Mimarileri’nin geçişleri görülebilir. Daha çok Batı Avrupa’da rastladığım Romanesk anlayıştan da izler gördüğüm, Duomo’yu tam anlamıyla inceleyebilmek saatler alabilir.

Floransa Katedrali / Kadrajıma Çıkan En Genel Hali

Şehrin doğu ucundaki Santa Croce’nin aksine daha fazla detay ve süslemeye sahip katedralin yanındaki vaftizhanesi ve çan kulesi ile beraber burası büyük bir kompleks.

Floransa Katedrali, ilk gördüğünüz anda sizi şaşırtacaktır eminim. Çünkü çevresindeki evlere o kadar yakın ve onlara göre o kadar büyük ki sanki bu lokasyona ait değilmiş gibi.

Katedralle düzgün bir fotoğraf çektirmek biraz zor, en güzellerinin sabah saatlerinde bulunduğum Michelangelo’dan çıktığını eklemeliyim.

Önceki Akşam Michelangelo’dan Çektiğim Fotoğraf ile Floransa Katedrali

Duomo’nun Tepesine Yolculuk

Floransa Katedrali’ne girmek ve kubbesine çıkmak da ücretli tabii. Fakat buraya ilk geldiğimde ben ücretsiz olarak başarmıştım 🙂 Kilisenin çıkış kapısındaki turnikelerden içeriyi gözlemlerken, kimsenin olmadığını farkedip en tepeye kadar çıktım !

İç bölümde kubbelerin oraya kadar onlarca tur döne döne merdivenlerden çıkıyorsunuz. Bu sırada karşı yönden inmeye çalışan turistlerle karşılaşmamız da biraz komik oldu doğrusu. Gençlik ve samimiyetin verdiği enerji ile herkes yol verdi sanırım, en tepeye ulaştım.

Tepeden katedralin içini büyüleyici şekilde izleyebiliyorsunuz. Fakat dışarıda bir manzara göreceğim sanmayın 🙂 Benim için tatlı bir anı ve macera olarak kalmasının yanında sizlere de böyle bir tavsiyem olmuş oldu.

Duomo’nun Tepesinden Çektiğim Fotoğraf / 2013 İnterrail Gezim

Mercato Centrale

Duomo’dan sonra şehrin daha da kuzeyine ilerliyorum, etraf tenhalaşmaya başladı. Bu bölgede keşfedilecek onlarca kilise, küçük meydan ve saray var. Ben şimdi ilgimi çeken bir noktaya vardım !

Mercato Centrale’deyim. Avrupa’da karakteristik olarak görülen şehrin hal binasındayım. Aklıma gelen en önemli örneği Budapeşte’deki Market Hall. Fakat burası biraz farklı. Daha çok yerel lezzetleri ayaküstü deneyebileceğiniz, bu bölgenin şaraplarını tadabileceğiniz küçük dükkanlar var.

Mercato Centrale’nin İçi

Bunun yanında küçük bir kitapçi ve kafe de mevcut. Keyifle inşa edilmiş hangarı andıran ortamı ile bence Floransa’da görülebilecek farklı yerlerden biri.

Saatim akşam 5’e yaklaşıyor. Floransa’da akşamüstü olunca nehre yakınlaşmanız gerekir ! Bu şehrin masalsı dokusunu yaşamanın başka bir yeri olamaz.

Ponte Vecchio’ya İlerlerken / Şehrin Rengarenk Sokakları

Ponte Vecchio

Merkez Marketi’nden düm düz Arno’ya doğru iniyorum. Yolculuğum bu şehrin en lirik ve kendi halinde üyesine; Ponte Vecchio.

Köprüler daima ilgimi çekmiştir, çoğu zaman şehirleri benim gözümde var eden onlardır. Golden Gate, San Francisco’nun kalbidir, 25 Nisan Köprüsü Lizbon’un. Budapeşte’deki Özgürlük Köprüsü’de benim için o şehri yaşatandır. Fakat hiçbiri bu köprüye benzemiyor, Ponte Vecchio bir başka…

Vecchio Köprüsü

14. yüzyılda tamamlanan Vecchio Köprüsü, dünyada eşine rastlanması epey zor bir yapı. Kendi adıyla anılan, dükkanlı ve üzerinde ev bulunan bir konsepte sahip.

Köprü, savaşlar ve önemli birçok olaya da sahne olmuş. En ilginci de İkinci Dünya Savaşı’nda kardeşlerinin bombalanmasına rağmen kendisine herhangi bir saldırı olmamış ya da olamamış.

Vecchio Köprüsü Üzerinde

Ponte Vecchio günümüzde Floransa’yı kuzeyden güneye bağlayan bir sokak gibi. Üzerinde bulunan kuyumcu dükkanları ile ünlü. Ayrıca bu köprü üzerinden, Arno Nehri’ne batan güneşi seyretmenin keyfini bilenler bilir.

Köprününü güney ucuna geçiyorum, güne başladığım noktanın biraz daha batısı. Buradaki evler biraz daha samimi gözüküyor. Şehrin kuzeyi daha turistikken, bulunduğum yer sanki eski mahallesi gibi.

Hava artık karardı kararacak, Arno’nun kıyısından Michelangelo’ya doğru çıkma vakti. Nehrin bu kıyısında güzel park ve kafeler var. Bu kafeler ağaç altı, çay bahçesi gibiler. Köşede de bir market var. Oraya girip kendime güzel bir şarap alıyorum.

Vecchio’nun Öteki Açıdan Çektiğim Fotoğrafı

Toskana Şarapları

Şaraplardan çok bahsetmedim. Toskana Şarapları ile ünlü bir yer. Dünya üzerinde şuana kadar gittiğim çoğu noktada Toskana Şarapları’na hep rastladım.

Floransa marketlerinde bu şarapların yerel versiyonlarını bulabiliyorsunuz. Fiyatları da çok uygun, şişesini 3-5 euro’ya alabilirsiniz. Buraya gelip de gün batımında şarap içmeden dönmek ?

Dönüşte Michelangelo’ya çıkmak biraz yorucu olabiliyor 🙂 Fakat günün bu saatlerinde buradaysanız bu yorgunluğu umursamayacaksınız.

Floransa Martketlerinde Şarap Fiyatları / Daha Uygunları da Vardı

Michelangelo Merdivenleri

Michelangelo’nun bir de merdivenleri var, burası Floransa’da gün batımını izlemek için en güzel nokta kanımca. Karşınıza tüm şehir ve Arno Nehri.

Merdivenler akşam saatlerinde çok kalabalık, amfi tiyatroyu andıran şekilde oturan insanların karşısında, bir de sokak sanatçısı var. Konser edasıyla çalıyor, söylüyor. Şarkılar turistlerin bileceği türden, Wild World, Hotel California ve benzerleri…

Michelangelo Merdivenleri

Floransa’da Gün Batımı

Bugün biraz şanslı olabilirim. Gün batımında biraz bulutlanan havayla beraber güneşin bize bakışı daha bir güzel oldu. Bolca fotoğraf, biraz müzik ve dalıp gidiyorum.

Floransa’da Gün Batımı Çekimim 1

Güneşin battığı anda şehir büyük bir sessizliğe bürünüyor sanki, ardından özel ışıklandırılmış Ponte Vecchio ve Duomo’yu hemen seçebileceksiniz.

Floransa’da Gün Batımı Çekimim 2

Biz de kamp alanımıza dönüyoruz. Döndüğümüze bakmayın oldukça eğlenceli bir ortamı var. Akşam saatlerinde burada kalan herkes bir parti havasında oturmuş sohbet ediyor, bizde katılmadan olur mu 🙂

Floransa’da Gün Batımı Çekimim 3

Floransa’daki ikinci günüm bu şekilde sona ermiş oluyor. Peki gezilecek noktalar bitti mi ? Tabii ki hayır, şimdi kamp alanında biraz eğlence, yarın kaldığımız yerden devam.

Floransa’da Gün Batımı Çekimim 4

2 Temmuz Çarşamba. Çadırda çok uyumak olmaz ! Güneş yine fırına çevirmiş içeriyi. Çadır deyip duruyorum da öyle sandığınız gibi de değil. Büyükçe ve içinde ranza olan özel bir sistem yapmışlar, elektriğimiz falan var 🙂

Yemyeşil ağaçların arasından Michelangelo’ya çıkıyoruz. Bugün meydanda İtalyan markalarının lüks araçları da var. Turistik olarak sergileniyorlar ve 100 euro karşılığı bir de tura çıkabiliyormuşsunuz.

Ponte Vecchio Üzerinden / İkinci Günüm

Dün gün batımı için gittiğim Ponte Vecchio’yu daha detaylı incelemek ve gündelik yaşamı, dükkanları görebilmek için yeniden ziyarete gidiyorum. Siz de defalarca ziyaret etmelisiniz, her görüşte farklı şeyler dikkati çekiyor.

Şehrin kuzeyine geçmiş bulundum. Bugün biraz daha batı noktaya ilerleyeceğim, cadde üzerinde yere resim yapan insanlar görüyorum, Floransa’da sokaklar bile birer tablo !

Şehrin Güney Kıyısı 

Santa Maria Novella Bazilikası

İstasyonun oradaki Santa Maria Novella Bazilikası görüş alanıma girdi. Bu yapı Floransa’nın ilk büyük bazilikasıymış. Kilise özellikle Gotik ve ön Rönesans Dönemi sanatçılarının tabloları ile ünlüymüş.

Kilisenin istasyona bakan yüzü biraz daha eski ve Floransa’nın genel görüntüsüne aykırı bir mimariye sahip. Ön yüzüne geldiğinizde ise, kendinizi dün anlattığım Santa Croce Kilisesi’nin orada sanabilirsiniz.

Bu iki kilisenin ön mermer yüzleri ve çevresi o kadar benziyor ki ben bile biran için affalladım doğrusu. Detaylı incelediğimde gerçek ortaya çıkıyor. St. Maria Novella Bazilikası’nın ön yüzünün işlemeleri daha bir güzel !

Santa Maria Novella Bazilikası’nın İstasyona Bakan Farklı Yüzü

Pitti Rönesans Sarayı

Artık şehirde görmeyi istediğim belli başlı son bir nokta kaldı. Burası Arno’nun diğer ucundaki Pitti Sarayı.

Pitti Sarayı 16. yüzyılda inşa edilmiş bir Rönesans Sarayı olarak geçiyor. Floransa’daki diğer yapılaşmanın aksine daha modern bir görüntüsü ve tuğla rengi taşları var.

Pitti Sarayı beraberinde büyük bir alana yayılan Boboli Bahçeleri’ne de sahip. Günümüzde sarayda görebileceğiniz onlarca Rönesans Tablosu ve çeşitli eserler bulunuyor. İçeriyi gezmek, ücreti karşılığında serbest.

Pitti Rönesans Sarayı

Floransa Seyir Noktaları

Bu şekilde Floransa’da gezilecek yerleri tamamlamış oluyorum, şimdi gün batımı öncesi şehrin köprülerinden bir diğerine gidiyorum; Ponte Alla Carraia

Carraia Köprüsü, şehrin batı tarafındaki kemer köprülerden biri. En güzel özelliği şehir karışıklığından ve turistlerin ilgisinden biraz uzak olması. Burada tam anlamıyla Floransa ile başbaşasınız.

Ponte Alla Carraia

Arno’nun bu bölümündeki evler daha bir renkli, ayrıca Ponte Vecchio’yu kendisi üzerindeyken görebileceğinizi düşünmediniz herhalde ! Vecchio’yu izlemek için de burası güzel bir nokta,

Nehir üzerinden tek tük kürekçiler de geçiyor, manzaraya keyif kattıkları aşikar. Bu sırada rüzgar da iyice kesilince, Arno çarşaf gibi olup yansıtıyor sağında solunda ne varsa. Ben de heyecanıma yenik düşüp nehir kenarındaki duvarın üzerinden bu anı ölümsüzleştiriyorum 🙂

Nehir Üzerinde Ölümsüzleştirdiğim An / Floransa

Carlo Goldoni Meydanı

Carraia Köprüsü’nün kuzey ucundaki Carlo Goldoni Meydanı’nı da atlamamalısınız. Burada üçgen blokları oluşturan evler var ve görünümleri oldukça sevimli.

Artık Floransa turumunda sonlarına yaklaşıyorum. Şehirde genel bir yürüyüş yapıyorum, bu sırada Duomo’nun oradaki faytonlar dikkatimi çekiyor. Floransa’daki turistik aktivitelerden biri de faytonla turlamak olabilir.

Carlo Goldoni Meydanı’ndan Çıkan Keyifli Sokaklardan

Floransa Sokak Etkinlikleri

Günün batışını yeniden Michelangelo’da izlemeye kararlıyım. Üşenmeden yeniden çıkıyoruz tepeye ! Bu sefer ortam daha bir canlı. Hem konser veren kişi de değişmiş. Floransa’dan ayrılmadan önce şehri usulca seyretmek kötü fikir sayılmaz.

Bugün günbatımı daha bir güzel, çünkü gökkuşağını andıran bir manzara ile veda ediyor bize güneş. Bulutların arkasında kalmasından ötürü Ay da yüzünü erken göstermiş.

Michelangelo Merdivenlerinde Müzik Dinlerken

Floransa’ya Neden Gidilmeli ?

Günün batışıyla Floransa gezimi de artık bitirmiş oluyorum. Toplarlayacak olursam, Floransa Avrupa’da görülmesi gereken şehirlerin en tepelerinde yer alıyor. Ben İtalya’nın çoğu yerine giden ve seven biriyim ama buranın yeri ayrı.

Floransa’nın adeta bir dili, havası ve atmosferi var. Benim gibi sanat ve tarihe aşık aynı zamanda da biraz duygusalsanız, etkilenmemeniz imkansız. Floransa’ya sırf gün batımını izlemek için bile gelebilirsiniz.

Floransa’da İkinci Günümün Gökkuşağı Gün Batımı / Michelangelo

Floransa Pahalı mı ?

Tüm gün yedim içtim, gezdim de bunlara ne kadar harcadım ? Floransa tahminin aksine pahalı bir şehir değil. Tabi euro olmuş 4.5 tl ne kadar ucuz olabilir bilinmez. Fakat Kuzey ve Batı Avrupa’ya göre daha uygun olduğu kesin.

Örneğin şehrin turistik bölgelerindeki restoranlarda 15-20 euro’ya kadar çıkan pizzayı, biraz butik ve sakin yerlerde 6-7 euro’ya kadar yiyebilirsiniz. Bunun yanında Floransa’nın dondurması da başka, az daha unutuyordum ! Ponte Vecchio’nun güney ucundaki kıyıda ünlü ve güzel dondurma yapan yerler var, benden söylemesi.

İkinci Gün Batımı Ardından Erken Çıkan Ay

Floransa Gece Hayatı

Floransa’da hep sakin, huzurlu ve romantik bir tatil planı düşünülebilir gibi. Bu yüzden eğlence hayatı konusuna hiç girmemişim. Bana kalırsa şehrin bu romantik atmosferi hava kararana dek !

Özellikle şehrin doğusundaki köprülerden yukarı çıkan caddeler üzerinde onlarca pub ve gece kulübü var. Masum gözüken binaları akşam saatlerinde cıvıl cıvıl görebilirsiniz.

Ortada Beraber Gezdiğim Arkadaşım Furkan Tarım / Floransa Sokakları ve İki İtalyan ile

Bunun dışında Arno’nun güney kıyıları ve biraz içlerinde daha salaş mekanlar var. Daha çok bira ve şarap tüketiliyor, yemek yerken eğlenebileceğiniz alternatifleri de var.

Eğer benim gibi yazın bu şehre geliyorsanız, mekanlara da ihtiyacınız yok, şarabınızı alın ve Michelangelo Merdivenleri’ne gidin. Etrafınızda sizin gibi onlarca genç insana rastlayacaksınız !

Ponte Vecchio Üzerinden Floransa ve Ben

Floransa’ya Ne Zaman Gidilir ?

Mevsim konusu gelmişken açmak gerek. Bu şehri ziyaret etmenin en güzel zamanı yaz mevsimidir, hatta tercihen Haziran ve Temmuz. Çünkü gün batımını Arno ve Ponte Vecchio üzerinden izleyebileceğiniz dönem bu 🙂

Yazın kalabalık sokaklara ve turist istilasına hazırlıklı olmalısınız. Ben daha sakin sessiz bir aile turu istiyorum diyenler, bahar aylarını düşünebilir. Kışın Floransa’ya gelinir mi ? Bence her mevsim gelinir ama bu yazıdaki keyfi kışın pek alamazsınız gibi. Kışın güzel galeri ve müzeleri ziyaret etme fikri daha mı mantıklı ?

Floransa Sokakları / Yere Resim Yapan İnsanlar

Floransa Çevresinde Görülecek Yerler

Son olarak Floransa çevresinde gezilecek noktalar var. Öncelikle Pisa Şehri’ni ziyaret etmeden dönmezsiniz diye düşünüyorum, fakat sadece Pisa Kulesi’ni değil. Pisa tamamıyla gezilmeyi hakeden bir yer.

Bunun dışında Roma, Venedik, Verona, Milano herkesin önereceği yerler. Benim önerim Bologna ! Gördüğüm en “underrated” yani potansiyelinin altında bilinen şehir. Bologna, İtalya’nın en sevdiğim şehirlerinden biri, gidilmeli.

İtalya’nın batı sahillerinde yer alan La Spezia ve Cinque Terre’de özellikle yaz aylarınca ziyaret edilebilecek güzel şehirler.

Ponte Vecchio Üzerindeyken / Arno Nehri ve Rengarenk Floransa Evleri

Bu şekilde Floransa’daki gezi notlarımı noktalıyorum. Toskana ve Floransa gezilerinize rehberlik edecek bilgiler vermeye çalıştım. Aynı zamanda kendi hikayemin ve izlenimlerimin heyecanını da umarım aktarabilmişimdir 🙂

Benim Toskana Rotam bu şekilde son bulmuş oldu. Okumayanların gezimin başlangıç noktası Pisa’daki notlarımı incelemesini tavsiye ediyorum. Bu iki şehir birbirlerini tamamladığından, bazı konuları bu iki gezi notuna serpiştirdim, Floransa ve Pisa için de geçerli.

Yalnızca bir hafta öncesinde gerçekleştirdiğim Sicilya, İtalya gezimin notlarını da okumanızı öneririm. Goethe’nin dediği gibi “Sicilya’yı görmeden İtalya’yı görmek, İtalya’yı hiç görmemektir.” Keyifli günler !

6 Yorum Yapılmış

  1. Selamlar
    Mayıs ayında Floransa’da olacağım Pisa, Bologna ve Venedik’i sen görebilmek için Floransa’ya sadece 1 gün ayırabiliyorum. Ne dersin sence yeterli bir süre mi, yoksa uzun uzun mu gezmek gerekir Floransa’yı? Bir de yalnız gezenler için de tavsiyelerini bekliyorum ?

  2. Ba-yıl-dım ! Gidecektim ama gitmeme gerek kalmadı 🙂

    Şaka tabii, gideceğim kısmetse önümüzdeki yaz sence floransa planına hangi şehirleri dahil etmek gerekir Görkem ? Pisa’yı okudum başka sence…

    • Ahaha siz yine de gidin derim 🙂

      Bence bu coğrafyada keşfedilecek çok yer var. İtalya öyle bir ülke ki köyleri bile gezilmeye değer oluyor !

      Bence Pisa ve Bologna’yı kesin bu geziye katın…

  3. Floransa daima hayallerimin şehriydi ve belki de hakkındaki herşeyi okudum ve filmlerini izledim, sizin kadar güzel betimlemiş birine rastlamamıştım. Belki de gitmeden okuduğum için şanslıyımdır, tebrik ederim 🙂

    • Ne desem bilemedim 🙂 Teşekkür ederim zarif yorumunuz için. Ben kendi heyecanımı aktarmaya çalıştım sadece. Umarım bir gün Florasansa’yı ziyaret edersiniz, şimdiden keyifli geziler.

Şimdi Sorun, Görkem En Geç Birkaç Saate Yanıtlasın !

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.