Bir süredir İtalya’da yaşayan bendeniz Görkem 🙂 artık Avrupa’da alternatif uç noktalara seyahat etmeyi kafaya koymuştum. Son zamanlardaki rotalarım Norveç fiyordları, İzlanda, Lüksemburg gibi coğrafi olarak da Avrupa’nın kara sınırlarını zorlayan noktalardı.

Bugün de Avrupa’nın sınırlarını zorlama vakti, hatta neredeyse Afrika, Görkemli yolculuğum İspanya’nın Atlantik Okyanusu ortasındaki Kanarya Adaları’na!

Gran Canaria Genel Görünüm / Las Palmas

Kanaryalar Hakkında

Kanarya Adaları haritaya baktığınızda İspanya’ya ait olduğunu pek düşünmeyeceğiniz bir yerde, hem de öyle sömürge de değil, bildiğiniz İspanya toprakları, hatta Avrupa Birliği Schengen sınırları içerisinde yani ben İtalya’dan pasaport kontrolü bile olmadan gideceğim.

Kanarya Adaları aslında toplamda 7 adadan oluşuyor. Bu adalar önem ve büyüklük sıralarına göre düşünürsek Gran Canaria, Tenerife, Lanzarote,  Fuerteventura, La Palma, La Gomera ve El Hierro. Bu adaların öne çıkan ikilisi tabii ki Gran Canaria ve Tenerife.

Kanaryalar Genel Görünüm / Las Palmas Katedrali’nin Tepesinden 🙂

Uzun zamandır uygun uçak biletleri kovalarken Sevilla’dan Gran Canaria’ya 12 euro’ya bilet bulunca, tamam dedim gidiyorum 🙂

Sevilla’dan heyecanla sabah saatlerinde uçağıma atlıyorum! Bugün Atlantik’e açılıyoruz…

Bu Benim Uçağım Olmalı 🙂

Gran Canaria ve Volkanı

2 saatlik deniz üzeri bir yolculuk ardından Kanarya Adaları’na ulaşıyoruz. Bu adalar öyle bildiğiniz kara parçalarından değil, çoğunluğu eski sönmüş yanardağ ve volkanların püskürttüğü kayaçlardan oluşmuş. Yani manzara baya bir şaşırtıcı.

Adı üzerinde Gran Canaria yani Kanarya Adaları’nın en büyüğüne müthiş bir manzara eşliğinde iniyoruz. Bu ada neredeyse komple bir volkandan kurulduğu için ortasında kocaman bir yanardağ ve çevresi de sularla kaplı gibi düşünebilirsiniz. Uçakta inerken çok iyi şekilde gözlemlenebiliyor.

Kanaryalar Gözüktü! / Bu Bizim Adamız Gran Canaria

İlk İzlenimler: Yaza Hoşgeldim!

Hola Canarias!

Kasım ayının sonları ama ben buraya denize, okyanusa girmeye geldim 🙂 Uçağın camından gördüğüm aprondaki şort-tişört giyili görevliler heyecanımı daha da arttırdı. Hemen terminalin dışına çıkıyorum ve “heeey Kanarya Adaları ben geldim!”

Hoşbulduk 🙂

Burası tam anlamıyla başka bir gezegen gibi, kışın ortası ama sıcacık hava, palmiyeler, güneş….

Havalimanı adanın güneydoğusunda yer alıyor. Siz Maspalomas gibi adanın diğer yerlerini ziyaret edebilirsiniz ama ben en büyük şehri Las Palmas’a gidiyorum 🙂

Merhaba Kanaryalar!

Las Palmas’a Yolculuk

Gran Canaria havalimanından  “Aeropuerto LP 60” otobüsüne binerek konforlü şekilde 2.95 euro ya şehre ulaşabiliyorsunuz.  Şehir nerden baksanız 25 kilometre ötede ama fiyat inanılmaz, Kanaryalar’a hoşgeldiniz, burası gerçekten ucuz!

Otobüs kıyı şeridi boyunca limanlar, marinalar, küçük fabrikalar ve yel değirmenlerini takip ederek Las Palmas’a ulaşıyor. Otobüsün bıraktığı yer Las Palmas’tan adanın her yerine kolayca ulaşabileceğiniz merkez otobüs terminali, “Plaza de Las Islas Canarias” yani Kanaryalar Meydanı’nın hemen alt tarafı.

Biletimi Aldım Las Palmas’a Gidiyorum
Las Palmas Yolu / Bahsettiğim Kıyı Şeridi / Uçaktaki Fotoğrafta bu Rüzgar Güllerini Görebilirsiniz 🙂

Yağmur mu, Nasıl Olur?

Otobüsten iner inmez meydana koşuyorum! Heyecanla etrafı incelerken biran da yağmur başlıyor 🙂 Evet Görkem yaz yağmuruna yakalandı ama burası Gran Canaria yani öyle pek yağmur yağmaz, yağsa da hemen geçer…

Otobüsten İndim ve Yağmur Atıştırmaya Başladı 🙂

Genel olarak Las Palmas, Latin Amerika ile İspanya’yı toplayıp ikiye bölmüşsünüz gibi biryer. Araya biraz Balerik Adaları’ndan Mallorca’yı da katalım tamamdır. Daha 8 ay önce Rio de Janerio’da olunca burası bana yeniden Latin Amerika’ya döndüm hissi de yaratmıyor değil.

Pastel tonlu, sarımtırak, rengarenk evler, terlikli bikinili şortlu insanlar, sokakta çalan salsa müzikleri ve palmiyeler…

Plaza de Las Islas Canarias

Kanarya Adaları’nda Gezilecek Yerler

Baştan anlaşalım Kanarya Adaları’nda gezilecek yerler bellidir, okyanus okyanus okyanus, plajlar plajlar plajlar 🙂 Tamam başka yerler de var ama öncelik bu. Daha saat öğlen 11 ve ben hemen plajlara koşmak istiyorum.

Hostelime Gidiyorum / Las Palmas’ın Rengarenk Evleri

Hemen iki gün kalacağım hostelime gidip eşyalarımı bırakıp denize atlama derdindeyim. Görkem Kanaryalar’a gelir de sizce deniz manzaralı hostel bulmaz mı?

Aslında Las Palmas’da deniz manzarası bulmak öyle zor birşey değil 🙂 Şehir uçtaki bir yarım adanın orta, boğaz çıkıntısında kurulmuş. Yani iki tarafta plajlar var. Benim hostelim, adanın kuzeybatı sahilindeki “Playa de Las Canteras” plajın hemen yanında yer alıyor.

Hostele Giderken Gördüğüm Las Palmas’ın Geniş Meydanları ve Yüksek Binaları

Bu Şey: Gördüğüm En Güzel Hostel Terası!

Hayatımda gördüğüm en güzel hostel; HiTide Surf Hostel

Zaten ismi bile ne kadar havalı değil mi 🙂 Gelmeden önce biraz paraya kıyıp ( gecelik 15 euro 🙂 ) okyanusla, plajla iç içe biryerde kalayım dedim ama bu kadar güzelini tahmin etmemiştim.

Hostelime Geldim İşte Terası 🙂

Hostel plaja sıfır ve okyanusa taş çatlasın 50 metre uzakta. Bir terası var, bir kahve odası ve görmeniz lazım…

Sadece fotoğraflara bakın bence 🙂

Aşağıda Sahil Şeridi Boyunca Uzanan Yürüyüş Yolu
Burası da Bizim Hostelin Desem

Las Canteras Plajında Sezon Açılır

Az önce biraz yağmurluydu fakat şimdi ara ara güneş bi açıyor bi gidiyor hemen önümüz de plaj olunca dedim “Görkem Kanaryalar’da okyanusa girme sezonunu aç”

“Playa de Las Canteras”  yani Las Canteras plajı bu adanın en ünlü yerlerinden biri. Las Palmas’ın kuzeybatı sahilleri boyunca uzanan kocaman bir plaj. Çeşitli yerlerinde okyanusa girip yüzenler, sörf yapanlar, plaj voleybolu, şezlonglar ne isterseniz…

Las Canteras Plajı / Hava 26 Derece Hem de Aralık Neredeyse

Biliyorum buranın en iyi sezonu değil ama ben Atlantik Suları’nı Rio’dan sonra özlemiştim hemen suya girip yüzmeye başlıyorum!

Deniz mükemmel, manzara mükemmel, kum mükemmel…

Kuzey Anlantik Okyanusu ve Ben 🙂 / Las Palmas de Gran Canaria

Adanın Siyah Kumu

Ama baştan uyarayım buranın suyu, kumu plajı bir başka 🙂 Kanaryalar’ın siyah kumu var! Gerçekten görünce insan bir şaşırıyor ama bu gerçek. Şu elimdeki kumlara bakın…

Plajda Yalnız Değilim 🙂

Size adanın volkanik patlamalarla oluştuğunu söylemiştim, aynen plaj kumları da genellikle böyle toz haline dönüşmüş, kurumuş lav parçalarından. Ayrıca bunların büyük siyah kayaları da var 🙂 Yani herşey doğal, öyle Ölüdeniz olsun masmavi denize gireyim derseniz size göre değil. Burası Okyanus şakası yok dalgalar çok…

Adanın Siyah Kumu Ellerimde
Sahile Bir de Buradan Bakın 🙂 Kocaman Plaj ve Hepsi Benim / Las Canteras Plajı

Bugün artık mükemmel terasımızda, Kuzey Atlantik Okyanusu, mükemmel Kanarya Adası manzarası ve doğası eşliğinde dinlenip buranın keyfini çıkarmak var.

Çaktırmayın ama yerel birkaç bira da alınca değmesinler keyfime…

Terasımda Biraz Dinlenme 🙂
İşi Biraz Abartmış Olabilirim
Kanarya Adaları’nda İlk Günümü Batırıyorum / Hostelimin Terası

Kanaryalar’da İkinci Günüm

Yeni bir gün, Buenos dias Las Palmas de Gran Canaria!

Erken kalkan yol alır ve ben de sabahın köründe ayaktayım 🙂 Çünkü Kanaryalar’da gezilecek görülecek yerler var…

Günaydın / Çayım ve Kuzey Atlantik Okyanusu 🙂

Bugün öncelikle Las Palmas’ın güney doğu tarafındaki eski şehir bölgesine gideceğim. Las Palmas’ın yeni turistik merkezi ve eski bölümü birbirinden farklı noktalarda.

Ben deniz, kum, güneş sevdiğimden yaşayan canlı kesimi tercih ettim. Ama şimdi eski şehrin sokaklarını keşfetmek için atlıyorum önüme gelen bir otobüse, hem de sadece 1.5 euro ödemeyi direkt şoföre yapabilirsiniz.

Triana’ya Doğru İlerliyorum

Triana: Hola Latin Amerika

15 dakikalık bir yolculuktan sonra Triana bölgesindeyim.

Triana tam anlamıyla bir Latin Amerika şehri. Eğer daha önce Güney Amerika’da bulunmadıysanız sizin için bulunmaz bir cennet. Kendinizi Buenos Aires’te ya da Sao Paulo’da hissedebilirsiniz.

İkişer katlı rengarenk latin evleri, palmiyeler ve harika tarihi saraylar…

Heey Latin Amerika!
Şu Sokaklara Bakar mısınız?

Pablo Escobar Nerede?

Etraftaki evler sanki bir film setindeymişsiniz gibi hissettiriyor, galiba Narcos’un seti olmalı Pablo Escobar nerede?

Rodriguez Quegles Sarayı’na geldim şimdi. Bu bölgenin ilgi çekici yapılarından birisi. Eski zamanlarda varlıklı bir insanın ikamet yeriymiş. İçeriye şöyle bir dalıyorum ki kapıdaki polis memurları durduruyor 🙂 Sanırım şuan bir devlet kurumu içerisi ama izin isteyince biraz gezmeme izin verdiler, göz alıcı…

Bana Latin Amerika’da Bir Film Setindeymişim Gibi Hissettiren Ortam
Triana Bölgesi
Triana’da Havana Boyamaları

Triana’ya ismini veren bir de Triana Caddesi var tabii, bu eski şehrin İstiklali desek yeri, restoranlar, dükkanlar ne ararsanız var. Bu caddede yürümeden Kanaryalar’a geldim denmiyormuş 🙂

Triana Caddesi ve Bendeniz 🙂

Las Palmas Katedrali

Şimdi Triana’nın hemen bitişiğindeki Vegueta bölgesindeyim. Burası da Triana ile benzer ama birkaç önemli misafiri var;

Las Palmas Katedrali, Gran Canaria Adası’nda görebileceğiniz en özel yapı. Tam bir tipik İspanyol-Latin kilisesi. Bu kilisenin benzerlerini böyle keyifli bir meydan ile görmek istiyorsanız okyanusun öteki tarafına gitmeniz şart.

Las Palmas Katedrali

Katedrali şöyle bir incelerken çan kulelerine çıkılabildiğini farkettim ve… sadece 1.5 euro!! İnanmayacaksınız diye bilet fotoğrafımı da koyuyorum çünkü Kanaryalar gerçekten çok ucuz. Turistik olan çoğu ülkede böyle fiyatlar bulmanız imkansız.

Santa Ana Meydanı ve Ben 🙂

Gran Canaria Ayaklarımın Altında!

1.5 euro verdiğim için Las Palmas Katedrali’nin seyir gözlem noktasından beklentim pek fazla değildi. Fakat i-na-nıl-maz!

Katedralin hem kendisi güzel hem de tüm Santa Ana Meydanı, Las Palmas’ın arka mahalleleri, okyanus ve marinayı görebiliyorsunuz. Burada benim gibi fiyata şaşmış olan bir turist amcam fotoğrafımı da çekti tamamdır :)

İnanmazsınız Diye Önce Biletim 🙂
İşte Tepeden Kanaryalar
Burası da Arka Taraf / Dikkat Çeken Arka Mahalleler
Las Palmas Katedrali’nin Üstündeyim!

Anlaşalım, Burası Fenerbahçelilerin Değil

Bu arada şu Kanarya Adaları’nın Fenerbahçeliler’e ait olduğu efsanesini yıkalım 🙂 Burası Kanaryalar ama latin kökenli dillerde “cane” köpek demek 🙂 Bu isim ada keşfedildiğinde çok sayıda olan köpeklerden yola çıkılarak konmuş.

Bu yüzden katedralin önünde köpek heykelleri var…

İşte “Cane”ria’nın Köpekleri

Bu bölgede son olarak ünlü kaşif, denizci Kristof Kolomb’un da bir evi var. Kanaryalar zaten okyanus aşırı yolculuk yapan tüm gemilerin de ortak duraklama noktası.

“Köprüden önce son çıkış Görkem, devamı Latin Amerika!”

Solda Kristof Kolomb’un Evi

Şimdi yeniden Las Palmas’ın merkezine dönüyorum…

Las Canteras plajı kenarındaki keyifli sahil şeridinde yürüyüp kendime biraz hediyelik şeyler alacağım. Öyle güzel bir sörf kayağı buldum ki, sizce bunu evime götürebilir miyim?

Şunu Alamadığım İçin Çok Üzgünüm…
Ama Böyle Minik Bir Cüzdan Aldım!

Mars’a Yolculuk Başlasın

Şimdi Kanaryalar hakkında tüm bildiklerinizi unutun sizi Mars’a götüreceğim!

Görkem daha kafayı yemedi bence siz fotoğrafları görünce beni anlayacaksınız, biraz sonra 🙂

Tekrar Las Palmas’a Döndüm / Maalesef Bir Tek Güneşimiz Eksik 🙂
Las Palmas ve Ben
Plajda Kumdan Eserler de Yapıyorlar

Önce Las Palmas’ın daha önce bahsettiğim yarım adasının ucuna doğru ilerliyorum, plajdan sonra kayalık bir kesim başlıyor. Bu kayalıkların aynı plajdaki gibi siyaha kaçan renklerle ürkütücü ve egzotik bir rengi olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

İşte Volkanik Kayalar

Burada azgın okyanus dalgaları, çetin kayalıklar ve harika fotoğraflar…

Ben de bir hatıra taşı aldım kendime…

Hatıra Taşım / Biraz Değişik Bir Taş Olduğu Doğru 🙂
Burada Adanın Siyah Kumları Daha Net Belli Oluyor
Adada Bazı Noktalarda Evler Dik Yamaçların Üzerinde Bulunuyor / Bu Yeni Evlerin Ortama Pek Uymadığı da Aşikar

El Confital

Ve sizi El Confital ile tanıştırma vakti…

Gran Canaria’nın doğasını bolca anlattım şimdi onun en çarpıcı örneklerinden birini görme vakti. El Confital, Las Palmas şehir merkezinin sadece 1-2 kilometre ilerisinde yarım adanın ucunda bulunan adeta Mars’ı anımsatan bir nokta.

El Confidal’e Gidiyorum!

Buraya sadece yürüyerek gelebilirsiniz. Hatta güzel de bir yürüyüş parkuru var yani öyle otobüs v.s yok tamamen doğayla bütünleşerek ulaşabiliyorsunuz.

El Confital tamamen çöl kalmış, kurak, hiçbir şey olmayan toz toprak olağan üstü bir arazı. Daha ilk görüşte şöyle deniyor;

“Aa burayı hatırladım, Mars!”

“Aa burayı hatırladım, Mars!”
Mars’ta Bir Fotoğrafım da Olsun 🙂

Burayı Las Palmas’ta gezilecek turistik yerlerden biri haline getirmişler, doğa hakkında ekstra bilgiler veren tabelalar da var, kaçıran üzülür derim 🙂

Son olarak Las Palmas merkeze dönerken şehrin kuzey bölümü ve La Cuz Kalesi’ni de ziyaret ediyorum. Buralar şehrin biraz daha sakin kesimleri, eski püskü ama samimi rengarenk binalar, sokaklar, deneyebilirsiniz?

Dönüşte Gördüğüm Tatlı Sakin Semt
La Cuz Kalesi
Dönüşte Gördüğüm Güzel Bir Park

Beni Okyanus Manzaramla Yalnız Bırakın

Anlatacaklarımın da sonuna geldik, ben biraz daha Gran Canaria’dayım şu harika terasımın, okyanusun tadını çıkaracağım. Kanaryalar gerçekten beğendiğim yerler arasına girmeyi başardı. İyi ya da kötü değil ama oldukça farklı bir tecrübe. Tabii burada gezilecek daha çok yer var; öteki adalar, Tenerife…

İşte Keyif Budur 🙂
Bana Gözümü Bile Açtırmayan Kasım Güneşi İle 🙂 / Las Palmas de Canaria

Kanarya Adaları Gezi Tavsiyelerim

  • Okyanusun plajların tadını çıkarın.
  • Las Canteras boyunca yürüyüş yapın.
  • Fırsatınız olursa sörf denemek ister misiniz?
  • Adanın “Mars’vari” noktalarından birini ziyaret edin.
  • Burada en az 4-5 gün kalın, zaten fiyatlar uygun.
  • Öteki adaları da gezin 🙂
Herkese Kanaryalar’dan Sevgiler 🙂

Ayrıca adanın diğer ucunda bizdeki Patara Kum Tepeleri’ne benzeyen denizle bitişik bir de küçük çöl var, ya da adanın şu ünlü volkanını ziyaret edebilirsiniz.

Kısaca çıkın çıkın gelin 🙂 Dünya sizin, keşfedin! Benden şimdilik bu kadar, sorularınız olursa hepsini keyifle aşağıdaki yorum bölümünden yanıtlıyorum, hepinize Kanaryalar’dan sevgiler!

Yazının Devamı: Lüksemburg Gezi Notları

Şimdi Sorun, Görkem En Geç Birkaç Saate Yanıtlasın !

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.