Herkese merhaba 🙂 Uzun zamandır gezi notu kaleme almıyordum. Malum siz daha çok “biz de nasıl gidelim edelim” diyorsunuz, ben de yol gösterici yazılar yazıyorum. Ama bugün büyük heyecanla gittiğim Lüksemburg gezimden bahsedeceğim…Öyle bi kahve eşliğinde akıp gidecek keyifli bir gezi hikayesi, gelin benimle!

Lüksemburg’un bende mazisi çok. Zamanında ilk yurtdışına giderken THY’nin kampanyası ile Lüksemburg’a bilet alacakken son anda Viyana bileti bulunca burayı sattım 🙂 Sonra gel zaman git zaman Avrupa’daki tüm ülkeleri gezen Görkem bir tek Lüksemburg’a gidememiş kaldı. Ama telafi etme vakti gelip çatmıştı…

Lüksemburg Havalimanı’nda Günün İlk Saatleri 🙂
Lux Air Uçaklarını Görünce Geldiğimizi Anladım 🙂

Lüksemburg Hakkında

Lüksemburg şu Benalüx ülkelerinin Lux’ü oluyor. Adı da pek bir ironik 🙂 Aynen kısaltması gibi “lüks” bir şehir!

Lüksemburg öyle yolunuzun düşeceği bir yer değil. Avrupa’nın 600 bin nüfuslu minik bir ülkesi. Benim gibi özellikle gitmek istemeniz gerekli. Ama ulasımı çok zor değil, Türkiye’den direkt uçuş da var, Paris ve Amsterdam gibi şehirlerden direkt trenler de.

Buralar Nereler Birazdan Anlatacağım 🙂 / Lüksemburg

Peki ben hangi yolla gidiyorum? Evet bir süredir Brescia, İtalya’da yaşadığımdan Milano Bergamo’dan direkt olarak Lüksemburg’a uçacağım. Hem de sadece 10 euro’ya aldım bileti! Sabah saat 6 da uçağım var 🙂

Artık evime dönüşen Milano Bergamo Havalimanı’ndan 06.25 uçağıyla direkt Lüksemburg’a uçuyorum. Soğuk bir kasım günü sıcacık uçağı bulunca 1 saat uyumuşum 🙂 Daha gün yeni aydınlanıyorken kendimi Lüksemburg’da buluverdm.

Lüksemburg Sokakları Genel Görünüm

Dünyanın En Zengin Ülkesine Merhaba!

Lüksemburg ilk bakışta şu lüks havasını hissettirmeye başladı bana. İlk izlenimi size gördüklerimle anlatmak isterdim ama hayır 🙂 bu şehrin havalimanına giden otobüsler ücretsiz! 55’ten fazla ülkeye giden bendeniz ilk kez böyle birşey görüyorum..

E boşuna lüks demedik 🙂 Lüksemburg kişi başına düşen milli gelire göre dünyanın en zengin ülkesi!

Havalimanından Şehre Giden Otobüsleri Gösteren Tabela / Fiyat Kısmı Eskide Kalmış 🙂 Ücretsiz

Lüksemburg havalimanından 16 ve 29 nolu otobüsler direkt olarak şehir merkezine gidiyor. Burası zaten küçücük bir ülke 15-20 dakika sonra kendinizi büyülü bir ortamda buluyorsunuz.

Otobüs aslında şehir turu atar gibi gittiğinden çoğu şeyi daha başta görmüş oldum 🙂 Fragman gibi düşünelim…

Lüksemburg’da Şehre Giderken Gördüğüm Modern Yapılar

Biraz Fransa Biraz Almanya

Şehrin güneyindeki merkez tren istasyonunun orada iniyorum. Hava 3-5 derece civarında ve uyku sersemliği ile beraber biraz üşüdüm doğrusu 🙂 Şehir ilk bakışta Amsterdam, Köln, Paris ve Londra’nın zengin ve tarihi semtlerini anımsatıyor. Bulutlu bir hava da olunca o tarihi görkemli binalar daha bir heybetli gözüküyor gözüme.

Lüksemburg tren istasyonunu gezilmesi görülmesi gereken yerlerden biri olarak düşünebilirsiniz. Tipik Fransız gar örneklerinden biri gibi kanımca, biraz seyredip, Avenue de la Liberte’ üzerinden merkeze doğru yürümeye başlıyorum.

Lüksemburg Tren İstasyonu / Biraz İnşaat Halinde 🙂

Bu arada Cadde İsmi Fransızca 🙂 Lüksemburg’da Almanca, Fransızca, İngilizce her dilde işinizi halledebilirsiniz. Ama ana dil Fransızca gibi düşünün.

Düzenli, temiz ve zengin olduğunu her karesinde hissettiren Lüksemburg’da yürüyüş yapmak büyük bir keyif. Bahsettiğim caddenin sonuna gelince, sizleri şaşırtacak bir manzara beni bekliyor.

Sabah Sabah Lüksemburg’un Boş Sokakları

“Vadi”si “Kanyon”u İşte Lüksemburg Doğası!

Lüksemburg oldukça ilginç bir coğrafyada kurulmuş. Şehrin merkezini bir tepede gibi düşünürseniz, altta geçen bir vadi, nehir ve ona eşlik eden farklı bir semt…

Doğal olarak köprüler de var…

İşte Şu İlginç Coğrafya / Karşıda Şehir Merkezi ve Notre Dame Katedrali

Lüksemburg’da Gezilecek Yerler

Adolphe Köprüsü bunların en ünlüsü, bir de Passerelle…

Adolphe Köprüsü üzerinden merkeze doğru geçiyorum. Köprü üzerindeki manzara tek kelimeyle enfes! Buradan tüm şehir silüetini görme şansınız var. Ayrıca Lüksemburg’un modern yapıları ile kale kalıntılarını da çarpıcı biçimde görebilirsiniz. Az önce bahsettiğim gibi altımızda adeta bir kanyon var! Aynı zamanda yürüyüş yapabileceğiniz güzel bir park.

Adolphe Köprüsünde Çalışma Var 🙂 Ama Yürümek Serbest!

Modern Binalardan Orta Çağ Meydanlarına

Ve şehir merkezindeyim; Armes Meydanı

Lüksemburg modern bir başkent ile küçük tarihi bir kasabanın karışımı gibi bir şehir. Tarihi merkezi çevreleyen geniş caddeler ve modern binalar varken birkaç dakika sonra Armes gibi tarihi bir meydana ulaşabiliyorsunuz.

Armes Meydanı’nda Sabah Saatleri 🙂 Noel Pazarları Kurulmuş ama Etraf Sakin
Burası da Armes Meydanı’nın Güneyindeki Market 🙂 Hani  3 Üstteki Fotoğrafta Dönme Dolabın Olduğu Yer
Burada Çocuk Olmak Vardı 🙂

Lüksemburg’da orayı gezin şurayı gezin diye çok birşey beklemeyin benden 🙂 Çünkü burada her yer düz ayak. Anlattığım herşey en fazla 1km uzaktadır birbirine hatta çoğu daha bile yakın. Yani Lüksemburg’u gezmek için her sokağı karış karış gezmek lazım!

Armes Meydanı normalde nasıl bilmiyorum 🙂 Ama ben Kasım sonu geldiğim için Noel Pazarları kurulmuş bile. Yani tam bir panayır var, sıcak şarabım nerede?

“…Armes Meydanı’nın ünlü Grand Cafesi’nde birşeyler içeyim…”

Durun durun daha saat erken. Armes Meydanı’nın ünlü Grand Cafesi’nde birşeyler içeyim 🙂 Dışarıdan harika görünüyordu ama ben meydandaki Mc Donalds’ta bir kahveyi tercih ettim. Çünkü burası Lüks’emburg!

Şehrin genel olarak pahalı olduğu ortada, ben şimdiden tüm paramı bitirmek istemiyorum, Lüks’lerim akşama kalsın…

Mcdonalds Dediysek Yerimiz Güzel 🙂 
Armes ve Place Guillaume II Arasındaki Sokaklar

Place Guillaume II

Armes’in hemen yanında güzel sokakları takip ederseniz Place Guillaume II isimli bir kardeş meydanı daha var. Burası Lüksemburg’da görmeniz gereken ana iki nokta olmalı.

Guillaume II Meydanı biraz daha klasik orta çağ meydanlarını anımsatıyor. Meydanda bulunan Belediye Binası da görülmeye değer. Tabii ki şuan sadece bir meydan değil 🙂 Noel Pazarları ve rengarenk süslenmiş agaçlarla beraber bir sanat eseri gibi…

Burası da Place Guillaume II / Meydanı Genel Olarak Göstermem İmkansızdı 🙂 Çünkü Pazar Kurulmuş

Meydanın yanıbaşında da “Palais Grand-Ducal” yani büyük düklük sarayı var. Adı çok şaşalı ama kendini pek öyle değil 🙂 Siz şöylesine bir önünden geçin, görün ardından da Notre-Dame Katedrali’ne geçin.

Notre Dame Katedrali denince bir üzüntü alıyor tabi insanı alevler ve Paris…

Lüksemburg’daki katedral o kadar ünlü değil ama yine de ziyaret edilmeli. Özellikle yapının sivri kubbeleri klasik Lüksemburg şehir mimarisinin temel taşlarından biri.

Bahsettiğim Belediye Binası

Şehrin Alt Katı ve Panoramik Asansör

Saat öğleye yaklaştığı için ben bir şeyler atıştırıp şu şehrin alt katına ineceğim! Hani şu kanyonun alt tarafı.

Ama çok ilginç bir yolla, nasıl mı?

İşte Asansörümüz 🙂

İtiraf ediyorum bu asansör Lüksemburg’daki en sevdiğim turistik aktivite oldu 🙂 Eski şehrin biraz kuzeyine giderseniz “Pfaffenthal Lift / Aufzug/ Scenic lift” yani Lüksemburg’un keyifli asansörünü bulabilirsiniz.

Asansör şehri izlemenin, hissetmenin en müthiş ve ücretsiz yolu! Burası Lüksemburg, ücretli olacak hali yoktu asansörün 🙂

İç Tarafta Kendinizi 2200 Yılında Gibi Hissedebilirsiniz 🙂

Ben anlatmayayım fotoğraflar anlatsın 🙂 en güzel fotoğraflar da buradan çıkar benden söylemesi.

Asansör beni 5-10 saniye içerisinde şehrin alt katına indiriyor. Ciddi bir kot farkından söz ediyorum, şimdi Alzette Nehri kenarındaki şirin kasabaya geldim!

Lüksemburg Ayaklarımın Altında 🙂

Kasaba diyorum çünkü şehrin alt katı başka bir yer gibi. Çok dingin, kendine has köyvari evleri bir de güzel kuleleri var. İsmi Vauban Kuleleri, eski bir köprünün iki başında ve köprüyle beraber muhteşem bir görüntüye sahip, tabii ki ücretsiz gidin gezin 🙂

Ve Şehrin Alt Katındaki Kasabaya İndim!
Şehrin Alt Katındaki Kasaba!
Vauban Kulelerinin Sağdaki Olanı 🙂 Ötekisi Nehrin Karşısında
Alzette Nehri

Otonom Araçları ile Lüksemburg

Şehrin alt katında 🙂 İstanbul’un yeni minibüslerine benzeyen birşey dolaşıyor! Hem de kendi kendine 🙂

Lüksemburg’da otonom çalışan bir turist gezdirme otobüsü de var. Rotası belli, sürücüsü yok kendi kendine geziyor. Ah be paraya bak diyorsunuz, o kadar çok ki beni bile zengin etti bir günlük, çünkü herşey bedava!

Kendi Kendine de Gezermiş 🙂 İşte Otonom Takılan Elektrikli Turist Shuttle Aracı

Yeniden yukarı çıkma vakti! Şimdi şehir merkezinin doğu kolundan “Montée de Clausen” yani Clausen Tırmanışı isminde geçen yol-köprü karışımı yerden yukarı çıkıyorum. Ama buradan çıkarken manzara ve tarihi gözlem noktaları harika. Bu cadde Lüksemburg’da kaçırmamanız gereken yerlerden.

Montée de Clausen’den Manzara

Casemates du Bock ve Dent Creuse isimli tarihi kalenin parçaları da bu yol üzerinde ve giriş, gezmek, çıkmak herşey serbest ve ücretsiz.

Tam bu noktada Almanya’da yaşayan Türk bir çifte denk gelip biraz laflıyoruz, ardından da güzel bir fotoğrafımı çektiler. Onların anlattığına göre Lüksemburg özellikle Almanya’nın yakın yerlerinde yaşayanların popüler günübirlik gezi destinasyonuymuş.

Bu da Ben 🙂 Güzel Fotoğraf Olmuş Sanki…
Kendim de Çekebilirdim 🙂 / Burada Şu Gözetleme Noktaları Daha İyi Gözükmüş Hemen Solumda
Burada Ankara da Var! 2342 Kilometre 🙂

Noel Pazarı ve Sıcak Şarap

Akşamüstüne yaklaşırken yeniden Guillaume II ve Armes meydanlarına gidiyorum; Manzaram inanılmaz!

Öğlen kurduğum panayır havası lafı şuanki görüntünün yanında hiçbirşey kalır. Yerel müzikler, el işçiliği ürünler, yemekler…

İşte Sıcacık Noel Pazarları!
Bir Noel Pazarı Daha 🙂

Bu dakikadan sonra adeta çocuk olup Lüksemburg’da Noel Pazarları’nın keyfini sürüyorum.

Artık gelsin Sıcak şarap!

Sıcak Şarabımı Kaptım 🙂
Yiyeceğinizi İçeceğinizi Alın Sıcacık Odun Ateşinde Oturun 🙂
Görüntüsü Bile Yetiyor 🙂 Bu Soğuk Havada Sıcacık Noel Ortamı

Sıcak şarapla beraber harika bir Lüksemburg kupam da olmuş oluyor. Toplamda bardak 2 euro şarap da 3. Yanında yerel tatları da deneme şansım var, kafama göre birşeyler alıyorum 🙂

Lüksemburg’a gelirken noel atmosferini hesaba katmamıştım doğrusu. Ama nispeten soğuk gözüken bu karasal Avrupa başkentinde noel kutlamaları anlatılmaz yaşanır derim…

Noel Pazarında Yerel El İşçiliği Şeyler Almanız Mümkün

Artık sadece Lüksemburg atmosferinin keyfini çıkarmaya devam etmek var. Bu şekilde Lüksemburg gezim de sonlanmış olacak. Ben akşam inanmayacaksınız ama Sevilla’ya uçacağım 🙂 Yani Latin havası ile devam edeceğim. Rota planlamamı merak edenler instagramdan beni takip edebilir.

Ayrıca her türlü sorunuza aşağıdaki yorum bölümünden açığım, anında yanıtlıyorum.

Sıcak Şarabımla Bir Fotoğraf Daha 🙂 Bu Kupaya Bayıldım

Lüksemburg Gezisi İçin Öneriler

Şuraya Görkemli bir öneri listesi de bırakayım 🙂

  • Lüksemburg’a noel zamanı gelin.
  • Pahalı bir şehir en azından bir öğünü sandviç vs idare edin.
  • Bol bol yürüyün!
  • 1 tam günden fazla süre ayırmayın.
  • Asansörde birkaç tur atın inin çıkın 🙂
  • Armes Meydanı’ndaki tatlı butik kafeleri keşfedin.
Mesela Bahsettiğim Hoş Kafelerden Biri…
Akşam Sevilla’ya Gidiyorum Derken Ciddiydim 🙂
Lüksemburg ve Ben 🙂 Bir Daha Gelmek Dileğiyle!

Özet olarak Lüksemburg yeni bir ülke göreyim diye skor kasma peşinde olmayıp, masallar aleminde, orta çağda, zengin bir gün geçirmek isteyenler için özel bir şehir. Gelin ve görün herşeyi anlatamam siz de gelmelisiniz 🙂 Bir başka gezi notumda görüşmek üzere hepinize Görkemli sevgilerimle…

Yazının Devamı: İseo Gölü Gezi Notları: İtalya’da Bir Cennet!

2 Yorum Yapılmış

  1. sondakifotoların açılmamış olması ve bazı fotoların ters olması dışında gayet keyifli bir yazı olmuş 🙂

    • Merhabalar Ecem Hanım,

      Açıkçası tam anlayamadım dediklerinizi 🙂 Fotoğraflar düz ve hepsi burada ulaşılabilir. Sanıyorum telefon, internetiniz ile ilgili teknik bir sorun olmuş olabilir ya da anlık olarak bir bağlantı sorunu. Umarım tekrar kontrol edersiniz,

      Güzel geri bildiriminiz için teşekkürler.

Şimdi Sorun, Görkem En Geç Birkaç Saate Yanıtlasın !

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.