Bir önceki yazıda Sicilya seyahatimin ikinci gününden Palermo ve Mondello notlarımı paylaşmıştım. Bugün sırada adanın ucundaki Trapani ve Malta’nın başkenti Valletta var.

25 Haziran 2015 Çarşamba. Geceyi geçirdiğim Palermo’da gün yeni aydınlanıyor. Bugünkü planım ilk olarak trenle Trapani’ye geçmek ve öğleden önce bu küçük şehri gezmeyi tamamlamak. Ardından buradan uçakla Malta’ya uçup akşamüstünü de Valetta şehrinde değerlendirmeyi planlıyorum.

Saat 06.00, düşüyorum yollara. Trapani’ye doğru yol almak için istasyona doğru hızlı adımlarla ilerliyorum. Bu sefer hostelime yakın olmasından dolayı Palermo Notarbartolo istasyonunu kullanmayı tercih ettim.

palermo-sabah-istasyona-giderken
Palermo Notarbartolo İstasyonuna Doğru Yürürken

Yaklaşık 15 dakika yürüdükten sonra istasyona varıyorum. Dün akşam kontrol ettiğim 06.30 Trapani Treni içi bilet alıyorum. Vaktim biraz az olmasına karşın otomatik makineler sayesinde bu işlemi hemen hallettim. Bilet için ödediğim tutar 9.70 euro. Yolculuğum yaklaşık 3 buçuk saat sürecek ve toplam katedeceğimiz mesafe 110 kilometre kadar.

Perona iniyorum saat 06.25 civarı. Bineceğim bölgesel bir tren olduğundan bileti binmeden istasyonda okutup onaylatmak gerekiyor. Bu işlem için küçük makineler var peronda. Ben de bu işlemi hallederken saat 06.30 oluyor ve geçiyor. Ama ne gelen var ne giden…

Zaman ekranında Trapani treni gözükmesine karşın herhangi bir tren gelmiyor. Şansıma sabah Notarbartolo istasyonu da pek kalabalık değil. On dakika kadar bekledikten sonra bir tren perona yanaşıyor. Ben de çok fazla kontrol edemeden trene atlıyorum.

palermo-notarbartolo
Palermo Notarbartolo İstasyonu

Trende şehir için de birkaç durak ilerledikten sonra bindiğim trenin yanlış olduğunu anlayıp hemen iniyorum. Ters yönden gelen treni yakalıyarak Notarbartolo istasyonuna geri dönüyorum.

İstasyondaki gişe görevlilerine gidip durumu anlatmaya çalışıyorum. İngilizce bilmediklerini de düşünürseniz bu hiç de kolay olmuyor. Sonunda anladığım nedenini bilmediğim şekilde tren seferinin son anda iptal olduğu ve bir sonraki trene aynı biletle binebileceğim.

Yalnız bu tren 3 saat sonra ve bu benim Trapani’deki uçağıma yetişmem için yeterli bir süre değil. Bileti iade etmek için ne kadar çabalasam da okuttuğum için geri almıyorlar ve üzülerek 9.70 euroluk bir hatıra bilete sahip olmuş oluyorum.

trapani-palermo-tren-bileti
Koleksiyonumun Parçası Olan Palermo – Trapani Biletim

Evet biraz zor bi durumla karşı karşıyayım. Ancak böyle zamanlarda her zaman bir “B Planı”nız olmalı. Bende önceki gün yaptığım araştırmalar doğrultusunda Palermo Centrale istasyonunun yanındaki otobüs terminalinden uçağımın kalkacağı Trapani Birgi Havalimanı’na otobüsler olduğunu öğrenmiştim. Hemen rotamı buraya çeviriyorum.

Bu aksilikten ötürü üzülerek Trapani şehrini gezme şansını kaçırıyorum. Notarbartolo istasyonundan hemen Palermo Centrale’ye giden bir trene atlıyorum aceleyle. O sırada boşa aldığım bileti düşünürken bu tren içinde bilet almam gerektiği aklımdan çıkıyor !

palermo-centrale-onu
Palermo Centrale İstasyonu’nun Önündeki Meydan

Trende cam kenarına oturuyorum. Önceki yazımda bahsettiğim gibi Palermo’da bilet görevlileri pek anlayışlı değil. Tren daha hareket eder etmez bir kontrolcü bayan vagona giriyor. O an kesin olarak ceza yiyeceğimi düşünsem de bir anlık şansla görevli beni es geçiyor.

Sonunda Palermo Centrale istasyonuna varıyorum. Salemi isimli otobüs firmasından Trapani Birgi Havalimanı için otobüs biletimi alıyorum. Otobüs saat 11.30 da ve ödediğim tutar 11 euro. Saatim 09.30 u gösteriyor. Bu sürede biraz dinlenip kahvaltı yapıyorum.

Otobüs hareket ediyor. Trapani’ye kadar harika bir manzara eşlik ediyor bana. Yaklaşık 2 saatin ardından Trapani Birgi ya da diğer adıyla Vincenze Florio Havalimanı’na ulaşıyorum.

trapani-birgi-airport
Trapani Birgi / Vincenze Florio Havalimanı

Öncelikle bahsetmem gerekirse Trapani, Sicilya’nın en batı ucunda bulunan 70.000 nüfusa sahip şirin bir sahil kenti. Diğer bir deyişle çizmenin tam baş parmağında. Kendi başına çok fazla turistik olmayan bu şehir Avrupa’nın en gözde adalarından olan Levanzo, Marettimo ve Favignana adalarının yanı başında bulunuyor.

Bu adalara Trapani’den motorlarla kolayca ulaşabiliyorsunuz. Özellikle Levanzo Adası sahip olduğu küçük kasaba ve muhteşem deniziyle bir çok kez Avrupa’nın en güzel denize girilebilecek yeri seçilmiş.

Trapani,_Sicily
Yukardan Trapani

Trapani ayrıca Sicilya’nın direkt Akdeniz’e bakan ucunda yer almasıyla birlikte, Afrika Anakarası’na ve Tunus’a sadece 170 kilometre uzakta bulunuyor. Bu Cebelitarık Boğazı’nı saymazsak Avrupa ile Afrika’nın en yakın olduğu yer.

Şehir konum olarak bi çıkıntı üzerinde yer alıyor ve örneğin Trapani Centrale istasyonunun iki tarafında da deniz bulunuyor. Bu oldukça etkileyici bir coğrafya.

levanzo-trapani-sicilya
Levanzo Adası / Sicilya

Rotama dönecek olursak saatlerim 12.30 u gösterirken zorlu bir yolun ardından sonunda Trapani Birgi Havalimanı’ndayım. Bu havalimanı oldukça küçük ve şirin. Sanırım sadece Ryanair ve birkaç küçük havayolu firması kullanıyor. Çok fazla bilinmediği için Ryanir’ın buradan düzenlediği uçuşlar oldukça uygun ve Avrupa’nın birçok noktasına ulaşıyor.

Kullanamamış olsamda Trapani Centrale istasyonundan Birgi Havalimanı’na yarım saatte bir otobüsler kalkıyor ve ücreti 1 euro. Sanırım yarım saat kadar sürüyor çünkü yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta şehirden.

trapani-malta-ryanair-
Malta Uçağımı Beklerken / Trapani Havalimanı

Havalimanında işlemlerimi tamamlayıp kapıya doğru yöneliyorum. Görevli, verdiğim Türk Pasaportu’nu merakla inceliyor ve bu havalimanında ilk kez bir Türk’e rastladığını söylüyor. Aslında pek de şaşırmıyorum buna çünkü havalimanı oldukça ters yerde ve küçük.

Kısaca bahsetmeliyim ki seyahat edeceğim Malta ülkesi Schengen ve AB üyesi olduğundan herhangi bir pasaport kontrolü olmuyor ve bizdeki şehir içi uçuş mantığıyla hareket ediliyor.

trapani-airport-ryanair
Gelen Ryanair Uçağı / Trapani Havalimanı

Bu sırada Trapani’de hava biraz kapanıyor ve hafif yağmur atıştırıyor. İçeri girdiğimde günün ikinci süprizi beni karşılıyor. Planlanan saati 14.40 olan uçağım rötar yaparak kalkış saati 16.30’a güncelleniyor. Bu benim için Valletta’da yaklaşık iki saatlik bir kayıp demek.

Pek hoşnut olmasam da kalkış saatini beklemek zorundayım. Bu süre içinde havalimanında biraz kestirip ardından yemek yiyorum. Saat 16.00’da uçağım geliyor ve Ryanair’ın FR 4162 sefer sayılı Malta uçağı için bizi içeri almaya başlıyorlar.

ryanair-trapani-ben
Beni Malta’ya Götüren Ryanair Uçağı ve Ben

Yolculuğum yaklaşık 40 dakika sürecek. Oldukça kısa bir uçuş olduğunu söyleyebilirim. Toplam katedeceğim mesafe 287 kilometre. Uçağım pist başına geçiyor ve parçalı bulutlu bir Sicilya havası eşliğinde havalanıyoruz.

Şansıma havalandıktan birkaç dakika sonra Trapani şehrini oldukça güzel bir açıdan görme şansı yakalıyorum. Uçağın Malta yönüne dönmesiyle beraber karşıda Afrika Anakarası ve Tunus’u çıplak gözle görüyorum. Bu beni şimdiden, planladığım Afrika seyahatlerim için heyecanlandırdı bile.

Aradan geçen yarım saat ardından uçağın penceresinden ilk olarak Gozo Adasın’ı seçiyorum. Bu sırada açan hava sayesinde uçakta eşsiz bir görüş imkani yakalıyorum. İlk dikkatimi geçen adanın sahillerinin yüksek taşlık tepelerden oluşması ve fazla kumsal bulunmaması oluyor.

İniş için alçalıyoruz artık üzerinde uçtuğumuz ada Malta. Teker koyduğumuz dakikadan irtibaren benim için yeni bir maceranın kapıları aralanıyor !

gozo-adasi-malta-ucak
Uçaktan Malta Adası

İlk olarak kısaca Malta’dan bahsedelim. Malta hepimizin bildiği gibi Avrupa’nın en güneyinde yer alan ve Akdeniz’in çevrelediği bir ada ülkesi. Malta aslında 5 adet takım adadan oluşuyor. Bunlar Malta, Gozo, Comino, Cominotto ve Filfala adaları.

Adaların toplam yüzölçümü sadece 316 kilometrekare. Aralarından en büyük ikisi, başkent Valletta’nın da bulunduğu Malta ve hemen batısındaki Gozo Adası. Başka bir deyişle Malta Adası, ülkemizin en büyük adası Gökçeada’dan daha az bir yüzölçümüne sahip.

Adanın en uzak uçları arası yalnızca 30 kilometre.

valletta-malta-gorkemliyollar
Valletta, Malta

Malta zengin bir tarihe sahip bir ülke. Adanın tarihi neolitik dönemlere kadar dayanıyormuş. Adada milattan önce 1500 yıllarında Fenikeliler ve ardından Romalılar hüküm sürmüş. Bu dönemde Kente Melita adını taşıyan ada, milattan sonra 400’lü yıllarda Sicilya’dan gelen Müslüman Araplar’a evsahipliği yapmış ve bu dönemde Medina adını almış.

1500’lü yılların başında Osmanlı Devleti burayı kuşatsa da ele geçirememiş ve son olarak Fransız ve İngiliz egemenlikleri ardından 1964 yılında Malta bağımsızlığını kazanmış.

malta-valletta-ben
Valletta Limanı / Malta

Bugünlerde ise adanın nüfusu 450.000 civarında. Sahip olduğu zengin tarih ve yapıları sayesinde ada bugün önemli turistik merkezlerden biri. Ülkemizde de oldukça popüler olan bu adaya yıl boyunca dil eğitimi için de birçok insan gidiyor.

Ülkede son olarak kalan İngilizlerin etkisi ile beraber bugün resmi dilleri Maltaca ve İngilizce. Malta’da trafik de soldan akıyor ve elektrik prizleri İngiliz usulü.

Sonunda Malta Luga Havalimanı’na ulaşıyorum. Havalimanı orta büyüklükte. Uçaktan iner inmez beni sıcacık ve güneşli bir hava karşılıyor

malta-luga-airport-ben
Uçaktan İnerken / Malta Luga Havalimanı

Havalimanından hızlı adımlarla ayrılırken terminalde duran güzel bir kuyruklu piyano beni biranda kendine çekiyor. Bu sırada biraz heyecanlansam da dayanamayıp oturuyorum başına.

O sırada biraz anlamlı olması açısından Mozart’ın Türk Marşı’nı çalıyorum. Bu sırada tüm terminal beni dinliyor. Bu kısa performansın ardından mutlu eden bir alkış alıyorum. Neyseki bu anı kamera ile kaydetmeyi akıl ettim.

Havalimanından dışarı çıkıyorum. Trafiğin ters olmasından dolayı daha ilk anda ezilme tehlikesi geçirdim. Terminalin hemen karşısından Valletta’ya giden otobüsler var. Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra X2 numaralı otobüse atlıyorum.

Otobüse bileti şoförden nakit olarak alabiliyoruz. Sadece 1.50 euro karşılığında aldığımız günlük biletle 24 saat boyunca istediğimiz kadar otobüse binebiliyoruz. Açıkcası bu fiyat oldukça uygun.

Şehre daha girer girmez “Merhba” yazılı bir tabela sizi karşılıyor. Doğru tahmin ettiniz bu yazı merhaba anlamına geliyor. Maltaca ile Türkçe arasında enteresan benzer kelimelere rastlamak mümkün.

20 dakikalık bir yolculuğun ardından Valletta Main Bus Terminal’e varıyorum. Daha otobüsten iner inmez muhteşem bir atmosfer beni karşılıyor. Burası şehrin kalbinin attığı yer. Meydan oldukça kalabalık ve canlı. Her tarafta insanlar ve müzikler çalıyor. Yorucu ve aksiliklerle geçen günün ardından Valletta tüm enerjimi geri getirdi bile !

malta-otobus
Otobüs Rotasını Gösteren Haritalar / Valletta

Hemen kalacağım yere gidip eşyalarımı bırakıp şehrin bu coşkusuna kendimi bırakmak istiyorum. Bu akşam kalacağım yer Valletta’nın hemen yanındaki çıkıncı olan Sliema bölgesinde bulunuyor. Buraya giderken otobüsü kullanacağım.

Sliema’ya giden otobüsün numarası 21. Adanın her yerine de bu otobüslerle gidebiliyorsunuz zaten başka bir alternatifiniz de yok. Ancak bu otobüslerin çok sık ve seri biçimde hareket ettiğini söyleyebilirim. Ayrıca duraktaki haritalar sayesinde otobüslerin nereye gittğini anlamak da çok kolay

Havalimanından aldığım bileti göstererek otobüse biniyorum. Yaklaşık 15 dakika sonra Sliema’dayım. Daha ilk andan itibaren Malta’nın farklı mimarı yapısı ve kendine has evleri dikkatimi çekiyor. Otobüsten sonra 2 dakika yürüyerek bu geceyi geçireceğim Two Pillows Boutique Hostel, Sliema, Malta’ya varıyorum.

malta-sahil-sliema
Sliema Sahili / Karşıda Valletta

Hostele giriş işlemlerimi yaparken 2 euro karşılığında küçük bir priz dönüştürücüsü de temin ediyorum. Burada bir gece kalacağım ve ödeyeceğim tutar altı kişilik odada 22 euro. Bu ücret ortalama bir seviyede diyebilirim.

Hostel harika gözüken Malta evlerinden birinin içinde. Bulunduğu sokak bile başlı başına saatler geçirilebilecek biryer. Hosteli genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.

Eşyalarımı bırakıp hazırlandıktan hemen sonra vakit kaybetmeden Valletta’ya doğru yola koyuluyorum. Saatim akşam sekize yaklaşıyor. Hava’da hafiften kararmaya başladı bile.

valletta-malta-gemi-tekne-sliema
Sliema Sahili / Arkada Bindiğim Tekne

Otobüse binmek için gelirken indiğim sahildeki caddeye geliyorum. Valletta bulunduğum yerin tam karşısında kalıyor arada ise deniz var. Otobüs koyu dolanarak oraya ulaşıyor. Bu sırada sahilde bu mükemmel manzaraya bakarken yanda bizdeki pazarcılar edasında Valletta diye bağıran bir adamı duyuyorum. Dikkatli bakıp yakına gidiyorum. Bağıran adam bir tekne sahibi, anladığım kadarıyla Valletta’ya götürmek için müşteri topluyor.

Adamın yanına gidiyorum ve sadece 2 euro karşılığında tekne ile Valetta’ya geçmek için bilet alıyorum. Tekne çok şirin ve içeride müzik çalıyor. Gideceğimiz rotayı düşünürsek bu aslında benim için küçük bir tekne turu, hemde sadece 2 euro ya !

Hemen hareket ediyoruz. Bu sırada hava artık iyice kararıyor. Malta kendini muhteşem ışıkların arasına bırakıyor. Bu anı teknedeyken yakalamak da benim için harika bir şans.

malta-valletta
Tekne Üzerinden Malta

Valletta kıyılarında bir yerde iniyorum. Malta’nın daha ilk anda beni içine aldığı çoşku ve eğlence teknede de hakim. İndiğimiz yer de pek bişey yok insanların olduğu yer üst tarafta. Nasıl çıkılacağı konusunda da bir fikrim de yok. Böyle zamanlarda belkide en işe yarayan yol, kalabalığı takip etmek.

Kalabalığı takip ederek yürüyorum. Kalabalık derken bunu açarsak bunların çoğu genç ve akşam eğlenmeye çıkmış havasındalar. Aslında bakarsak bende aynı havadayım. Yorucu bir günün ardından şuan tek istediğim biraz eğlenmek !

Yürümeye devam ettikçe kalabalığın aşırı derecede arttığını görüyorum. Bu durumu ilk indiğim andaki Bus Terminal’in kalabalıklığle birleştirince bir gariplik olduğunu seziyorum. Bu sırada uzaktan gelen bir müzik sesi de kulağıma ilişiyor.

valletta-konser-malta
St. Publius Kilisesi ve Konser Alanı

Sonunda tepeye çıkıyorum. Burası ilk otobüsten indiğim Main Bus Terminal. Ama bu sefer şahit olduğum görüntüye inanmak biraz zor !

Önümde koskocaman bir konser sahnesi var. Hemen karşısında ise yarın gezmeyi planladığım St. Publius Kilisesi ışıl ışıl parlıyor. Kalabalık devasa boyutta ve gerçekten iğne atsanız yere düşmüyor. Bunların yanına bir de sıcak Malta atmosferi ve insanını koyunca gerisini siz düşünün.

İlk anda konserin ücretli olabileceği fikrine kapılıyorum ve çekinceli olarak içeri doğru ilerliyorum. Konser aslında tam meydanda. Ancak etrafı demirlerle çevrilmiş ve içeri kontrol ardından girebiliyorsunuz. Bende çekinceli olsam da kontrole geliyorum. Görevli sadece çok basit bir üst araması yaparak beni içeri alıyor. Artık resmi olarak konserdeyim.

isle-of-malta-mtv-konser
MTV Isle of Malta Konser Sahnesi

Konserin sponsorlarından biri Soprano isimli bira firmasıymış. Hiçbir ücret ödemeden bir bardak birayı kapıyor ve sahneye doğru yaklaşıyorum. Ben sahneye doğru ilerlerken farketmeden ortalık iyice kalabalıklaşıyor ve arkamı döndüğümde artık dönülmez olduğunu görüyorum.

Bu dakikadan sonra kendimi konserin akışına bıraktım bile. Şansıma daha konser başlamamış ve daha kimin konserindeyim onu bile bilmiyorum.

Sahneyi direkt olarak gören güzel bir yerdeyim. Sahtedeki Isle of Malta MTV yazısından anlıyorum ki konserin sponroru MTV Müzik Kanalı ve oldukça büyük bir organizasyon.

nicole-malta-konser2
Nicole Scherzinger Sahnedeyken

Sonunda konser başlıyor. Sahneye çıkan isim dünyaca ünlü Nicole Scherzinger. Çok fazla tanımasam da ne kadar ünlü olduğu konusunda bir fikrim var. Yaklaşık 1 saat bu şekilde eğleniyorum. Ortam anlatılamayacak kadar sıcak ve güzel.

Ardından çıkan isim şimdi okurken sizi de şaşırtacağı gibi benim de ağzımı açık bırakıyor. Sahnedeki adam Enrique Iglesias. Bu adamdan bahsetmeme gerek yok. O çıktıktan sonra Malta yerinden oynuyor ve hayatımda yaşadığım en güzel konser deneyimlerinden birini yaşıyorum.

enrique-iglesias-malta-2014-isle-of
Enrique Iglesias Sahnedeyken

Olayın en ilginç tarafı da bu konsere bilmeden şans eseri katılıyor olmam. Sabah Palermo’da yaşadığım şanssızlık ve uçağımın rötarı sonrasında sanırım bu bana bir ödül. Aslında biraz buruk ve yorucu geçen gün,ikinci yarısından sonra benim için unutulmazlar listesine eklendi bile.

Benim için muhteşem geçen saatlerin ardından konser sona erdi. Saat gece 2 ye yaklaşıyor. Normalde bu saatte otobüsler çalışmıyormuş. Ancak bu organizasyon için özel bir hatıra bileti ve otobüsler koymuşlar. Bende kalabalıkla birlikte otobüsüme atlıyorum ve hostelime doğru yola koyuluyorum.

isle-of-mtv-malta-bus-ticket
Isle of MTV Hatıra Biletim

Sabah Palermo’da başlayan günüm yaşadığım onca şeyden sonra Trapani ve ardından şimdi Valletta, Malta’da sonlanıyor. Bugünlük yazımı burada noktalıyorum. Yarın seyahatimin son günü. Planımda başta Valletta olmak üzere Malta’yı keşfetmek var. Vaktim olursa Marsaxlokk isimli ünlü kasabaya da uğrayacağım.

Buralardaki deneyimlerim ve son günün notlarına sonraki sayfadan devam edeceğim. Şimdi güzel bir uyku !


Yazının Devamı: Sicilya – Malta / 4. Gün Valletta – Marsaxlokkdrawn-blue-arrow-rightdrawn-blue-arrow-right


2 Yorum Yapılmış

  1. Maltaca ile Arapça arasında yakın bir bağ var. Kuzen diller gibi. Marbha – Merhaba benzerliği oradan geliyor. Bize de Arapça’dan geçmiş.

    Bilet fotoğrafını dikkatle incelerseniz hafif bir arabik tınıyı göreceksiniz.

Şimdi Sorun, Görkem En Geç Birkaç Saate Yanıtlasın !

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.