Önceki yazımda sizlere seyahatimin üçüncü günündeki Trapani ve Valletta izlenimlerimden bahsetmiştim. Bugün sırada Valletta’da kalan yerler ve Malta Adası’nın ünlü kasabası Marsaxlokk var.

26 Haziran 2014 Perşembe. Malta’da gün yeni aydınlanıyor. Önümde uzun bir gün var. Ayrıca bugün Sicilya – Malta gezimin son günü. Malta’da gezilecek yerleri tamamladıktan sonra gece geç saatlerde Malta Luga Havalimanı’na gideceğim. Sabah erken saatlerdeki Catania uçağımla beraber benim için dönüş yolculuğu başlamış olacak.

Saat 08.00. Hostelden ayrılmadan önce duş alıp hazırlanıyorum. Önceki gün bahsettiğim gibi hostelin konumu gerçekten çok güzel. Camdan şöylece bir kafamı uzatıp denize bakıyorum. Sokak ve mimari gerçekten mükemmel

hostel-pencere-malta-sliema
Kaldığım Hostelin Penceresinden Sliema

Hostelden ayrılıyorum. Bu güzel sokaktan yürüyerek sahile ulaşıyorum. Burası Sliema bölgesi oluyor. Valletta’da bir çok girinti çıkıntı var ve hepsi bir yerleşim bölgesi. Sliema ile Valletta arasında Manoel Adası bulunuyor. Bu adaya karadan küçük bir köprüyle ulaşmak mümkünmüş. Ama benim rotamda ilk olarak Valletta var.

Sliema sahilden bu sefer otobüse atlayarak Valletta’ya gidiyorum. Hava bugün sanki daha sıcak. Yirmi dakikanın ardından Main Bus Terminal’deyim.

sliema-sahil-valletta
Sliema Sahil / Karşıda Valletta

Otobüsten indiğim yer aslında Valletta’nın en ünlü caddesi olan Triq ir-Repubblika yani Repubblika Caddesi’nin başlangıç noktası. Bu caddeyi Malta’nın İstiklal’i gibi düşünebilirsiniz. Yol boyunca dükkanlar ve restoranlar var. Şehrin en renkli noktalarından biri kanımca.

Sabah erken saatler olmasına karşın etraf oldukça kalabalık. Repubblika’da sizi ilk olarak kale duvarları karşılıyor. Caddenin daha başında tarihin içine yolculuk yapıyorsunuz.

valletta-repubblica-street-malta
Triq ir-Repubblika / Repubblica Caddesi

Hemen sağ tarafımda Malta’nın ünlü opera binasının kalıntılarına rastlıyorum. Orjinal adıyla Royal Opera House. 1886 yılında inşa edilmiş olan bu bina, ikinci dünya savaşı sırasında (1942) hava saldırılarının hedefi olmuş ve bugüne sadece kalıntıları gelebilmiş. Son yıllarda yeniden yapılması için çalışmalar başlatılmış.

Caddeden sağa dönüp yürümeye devam ediyorum. Şimdi karşımda St Catherine of Italy Kilisesi var. Bu kilise 1576 yılında inşa edilmiş. Dışarıdan oldukça tarihi ve hoş göründüğünü söyleyebilirim.

auberge-de-castille-valletta-malta
Auberge de Castille / Solda St Catherine of Italy Klisesi

Kilisenin hemen yanında Auberge de Castille bulunuyor. Auberge kelimesi Fransızca “konukevi” anlamına geliyor. Bu bina günümüzde de Malta’ya gelen önemli kişilere ev sahipliği yapıyormuş.

Keşfime devam ediyorum. Şimdiki durağım Upper Barrakka Gardens. Adından da anlayacağınız üzere burası Valletta’nın tepe bölümünde bulunan bir park.

upper-baraca-gardens-malta-valletta
Upper Barrakka Gardens / Valletta

Parkın en önemli özelliği sahip olduğu harika manzarası. Yüksekte olduğu için Valletta’nın doğu tarafının tamamına hakim diyebiliriz. Aradaki Akdeniz sularının karşısında Saint Angelo Kalesi tüm ihtişamıyla yükseliyor.

Ayrıca hemen önünde ikinci dünya savaşını simgeleyen toplar ve anıtlar bulunuyor. Parkın içindeki bahçeler ve heykeller de görülmeye değer.

upper-barakka-gardens-malta-valletta-toplar-castel
Upper Barrakka Gardens ve Topları / Karşıda Saint Angelo Kalesi

Şimdi her zaman yaptığım gibi biraz rotamın dışına çıkıp Valletta’nın dar ve gizemli sokaklarında başlıyorum doğaçlama gezmeye.

Valletta gerçekten büyüleyici bir şehir. Arka sokaklara doğru indikçe karşıma çıkan daracık sokakları keşfetmesi oldukça keyifli. Barok tarzda inşa edilmiş kum renginde diyebileceğim bu evler aslında Avrupa – Afrika kültürleri arasında geçiş izleri taşıyor.

valletta-ara-sokaklar
Valletta Sokakları

Bu sokakların bir diğer özelliği ise dalgayı andıran şekilde yükseltili alçaltılı olması. Bu yürürken oldukça yorsa da tepelerden harika bir Valletta manzarası yakalamamız için imkan sağlıyor.

Bir süre bu daracık sokaklarda kaybolup fotoğraf çektikten sonra Valletta’nın en uç noktasına ulaşıyorum. Burada St. Elmo Kalesi yer alıyor.

St. Elmo Kalesi Surları

Gerçek adıyla Fort Saint Elmo yani Elmo Kalesi, Valletta’nın en önemli yapılarından biri. Yapımı 1570 yılında tamamlanan bu kale Marsamxett Limanı ve Valletta Büyük Limanı’nın kontrolünün sağlanması amacıyla yapılmış.

Az önce bahsettiğim Saint Angelo kalesiyle karşılıklı olarak inşa edilen St. Elmo’yu yapılış amacı açısından Rumeli ve Anadolu Hisarı’na benzetebiliriz.

sliema-yukselen-binalar-malta
Sliema Bölgesi ve Yüksek Binalar / St. Elmo Kalesinden

Kalenin ardından biraz denizi seyre dalıyorum. Karşıda Sliema bölgesinde yükselen yüksek binalar dikkatimi çekiyor. Açıkcası Malta’nın tarihi atmosferini biraz bozduğunu söyleyebilirim.

Yeniden Repubblica Caddesi’ne dönüyorum. Bu sefer caddenin diğer ucundayım ve burada keşfedeceğim çok yer var.

malta-valletta
Repubblica Caddesi

İlk olarak söylemem gereken şu ki cadde gerçekten çok canlı. Hemen her yerde sokak sanatçılarına rastlamak münkün. Onlara eşlik eden turistlerle birlikte Repubblica insanın enerjisini oldukça arttırıyor. Avrupa’da görmeye alışık olduğum turistik gezi trenlerinden de var bu caddede.

Cadde üzerindeki karşıma çıkan ilk önemli yer St. Goerges Meydanı. Bu meydan tarih boyunca Malta’daki önemli anlara ev sahipliği yapmış. Şimdi de meydanda bir konser hazırlığı yapılıyor gibi. Bu durum Malta’da geçirdiğim ilk gecenin ardından pek şaşkınlık yaratmıyor bünyeme.

palaca-grandmasters-malta
Palace of Grand Master Yan Bölümü

Meydanın hemen karşısında Palace of Grand Master bulunuyor. 16. yüzyılın ortalarında yapılmış bu saray halk arasında The Palace olarak anılıyormuş. Sarayda Malta Cumhurbaşkanı’nın resmi ofisi yer alıyor. İçinde bir de müze mevcut. Valletta’da gördüğüm diğer yapılara göre pek öne çıkmasa da güzel bir yapı olduğunu söyleyebilirim.

Repubblica Caddesi’nin sonuna ulaşıyorum artık. Son eklemem gereken şey sanırım caddedeki İngiliz tipi telefon kulübeleri. Önceki yazıda bahsettiğim gibi Malta’da son olarak egemen olan toplum İngilizler olduğundan bu tarz izleri sıkça görmek mümkün.

repubblica-street-malta-valletta
Repubblica Caddesi / Sokak Sanatçıları

Valletta’daki rotamı şimdilik noktalıyorum ve sırada buraya gelmeden görmeyi çok istediğim Marsaxlokk var. Marsaxlokk’a giden otobüsler adanın her yerine olduğu gibi Valletta Main Bus Terminal’den kalkıyor. Sanırım işin en güzel yanı günlük sadece 1.5 euro ya aldığım otobüs biletinin buraya giden otobüslerde de geçerli olması. Duraktaki haritaların yardımıyla gideceğim otobüsü kolayca buluyor ve hemen biniyorum.

Marsaxlokk adanın güneydoğusunda bulunan küçük bir balıkçı kasabası. Sahip olduğu rengarenk kayıklar ile Avrupa’da oldukça meşhur bir yer. Adı Arapça’da liman anlamına gelen “xlokk” kelimesinden geliyor. Şimdilerde adada 3200 kişi yaşıyormuş. 

marsaxlokk-malta-genel
Dergilerden Genel Marsaxlokk Görünümü

Yaklaşık yirmi dakikalık bir yolculuğun ardından Marsaxlokk’a varıyorum. İlk söylemem gereken insanı oldukça dinlendirdiği. Genel olarak sessiz bir havası var. Malta’nın kendine özgü evlerinin yanı sıra denizin üzerinde gökkuşağını yaşatan kayıklar, insanı mest ediyor doğrusu.

Beni biraz hayal kırıklığına uğratan ise genel olarak kasabanın çok bakımlı olmaması. Malta’nın sahip olduğu o güzel deniz burada biraz kirlenmiş. Şehri dünyaca ünlü yapan kayıkların arkasında yükselen fabrika benzeri yapılar görüntüyü bozuyor açıkçası.

marsaxlokk
Marsaxlokk Sahili / Ünlü Renkli Kayıklar

Kasabayla özdeşleşmiş bir diğer şey ise Marsaxlokk Market. Adından da anlayacağınız üzere bu Marsaxlokk’un kendine özel pazarı diyebilirim. Sahil şeridi boyunca kurulmuş küçük dükkan ve tezgahlardan oluışuyor. Burada tür tür balıklar, hediyelik eşyalar ve adada yetişen ürünleri bulabiliyorsunuz. Gezmesi oldukça keyifli bir yer.

Ben de buradan üzerinde Malta yazan bir fötr şapka katıyorum koleksiyonuma. Karşılığında 7.5 euro ödüyorum. Fiyatın ortalama bir seviyede olduğunu söyleyebilirim.

marsaxlokk-market-malta
Marsaxlokk Market

Kasabadaki son durağım Marsaxlokk Parish Church. 19. yüzyılda inşa edilmiş bu kilise hoş bir mimariye sahip. İsmi tahmin ettiğiniz üzere Paris şehrinden geliyor. Tepesindeki Meryem Ana Heykeli dikkat çeken bir unsur.

Ekleyecek olursam kasabanın sahil şeridinde bir de Balıkçı Adam ve Çocuk Heykeli bulunuyor. Balıkçı Adam’ın ayakları altında küçük bir su birikintisi ve içindeki balıklar var. Marsaxlokk’da görülmesi gerekenler arasında sayabilirim.

marsaxlokk-bay
Balıkçı Adam ve Çocuk Heykeli / Marsaxlokk

Artık bu güzel kasabadan ayrılma vaktı. Birkaç saat bile olsa vaktinizi ayırmanızı tavsiye ederim buraya. Saatim üçe doğru yaklaşıyor. Otobüsün beni bıraktığı yere doğru yürüyorum. Buraya gelen otobüsler ring şeklinde işliyor ve Valletta’ya geri dönüyor. Bu yüzden indiğiniz yerden biniyorsunuz otobüse.

Otobüse atlayıp Valletta’ya geri dönüyorum. Şuan aslında Malta’da gezmeyi düşündüğüm yerleri bitirdim. Havanın sıcaklığını ve sahip olduğum sınırsız otobüs biletini hesaba katarak, adanın batı ucuna doğru bir keşfe çıkmaya karar veriyorum.

cap-marsaxlokk-malta
Fötr Şapkam ve Ben / Marsaxlokk

Gitmeyi düşündüğüm yer Mellieha olarak geçiyor. Burası adada pek rastlanmayan bir de kum plaja sahip. Dönmeden son kez Akdeniz’in tadını çıkarma fikri kulağa hoş geliyor.

Valletta Main Bus Terminal’den 42 numaralı otobüse atlayıp başlıyorum etrafı seyretmeye. Gideceğim yer adanın diğer ucunda olduğu için yol boyunca adanın neredeyse tamamını görme fırsatı yakalıyorum oturduğum yerden. Mosta kasabası ve katedrali bunlardan sadece biri. 

melieha-valletta-bus
Valletta Main Bus Terminal / 42 Numaralı Mellieha Otobüsü

Yaklaşık bir saat süren bir yolculuğun ardından Mellieha bölgesindeyim. Otobüsten iner inmez kendimi plaja atıyorum. Denizin Malta ortalamasının altında ama genel olarak güzel olduğunu söyleyebilirim. Özellikle akşam saatlerinde denize girmek gerçekten çok keyifli.

Koy boyunca irili ufaklı tekneler ve güzel Malta evleri var. Genellikle burada bulunan otellerden gelen insanlar var plajda. Ayrıca bulunduğum yerden az ileride Gozo Adası’na da feribotlar kalkıyor. Biraz daha vakti olanlara tavsiyem buraya da uğramaları. Gozo çoğunlukla denize girmek için tercih ediliyor. Gelirken uçaktan da gördüğüm üzere Gozo’da çok fazla bir yerleşim yok.

melieha-plaj-malta
Mellieha Plajı / Malta

Denizde geçirdiğim birkaç saatin ardından artık gün batmaya başlıyor. Valletta’ya dönüş için otobüse yöneliyorum. Sanırım benim gibi günübirlik buraya gelenler için dönüş saati ve otobüs oldukça kalabalık. Neyseki oturacak bir yer bulup manzara eşliğinde hafif bir uykuya dalıyorum.

Gözümü açtığımda Valletta’ya doğru giriyoruz. Otobüsten indikten sonra beni havalimanına götürecek otobüsün saatlerini kontrol ediyorum. 22.50’deki son otobüsü gözüme kestirdim. Şimdi yemek ve son bir tur için Repubblica Caddesi’ne ilerliyorum.

melieha-valletta-bus-42-malta
Otobüsten Manzara / Valletta’ya Dönerken

St. Goerges Meydanı’nda sabah hazırlıklarını gördüğüm konserin Malta Filarmoni Orkestrası’nın olduğunu öğreniyorum. Etraftan hissettiğim kadarıyla başlamasına az bir süre kalmış ve ben de günün yorgunluğu biraz atmak adına sandalyelerden birine oturup beklemeye başlıyorum.

Kısa bir süre ardından konser başlıyor. İlk kez açık havada böyle bir konserde bulunma şansı yakalıyorum. Bu güzel dinletinin yanı sıra etrafımdaki muhteşem binalar ve ışıklar harika bir atmosfer yaratıyor. Konserin ücretsiz olduğunu da eklemek isterim. Daha güzel bir uğurlama olamazdı sanırım benim için !

malta-philarmoni-orcestra-st-goerges-concert
St. Goerges Meydanı / Malta Filarmoni Orkestrası Konseri

Konser daha bitmese de sonlarına yaklaşıyor ve ben artık son otobüsü kaçırmamak için Valletta Main Bus Terminal’e yönelmek zorundayım. Artık benim için dönüş yolculuğu tam anlamıyla başlıyor. 

Otobüsüme atlayıp 15 dakikalık bir yolculuğun ardından Malta Luga Havalimanı’na ulaşıyorum. Zaman ekranlarından 06.20’deki Catania uçuşumu kontrol edip, şimdi geceyi geçirmek için içerde güzel bir yer bakıyorum.

malta-luga-airport-to-catania
Uçuş Bilgi Ekranı / Malta Luga Havalimanı / İkinci Sırada Catania Uçağım

Not olarak havalimanı geceleri de açık, yani sabah erken saatteki uçuşlarınız için geceden benim gibi gelebilirsiniz. Yanında priz bulunan güzel bir koltuk seçiyorum. 

Yarın seyahatimin son günü. Sabah Catania üzerinden İstanbul’a doğru yola koyulacağım. Seyahatimin beşinci gününde, dönüş yolundaki izlenimlerim ve Sicilya – Malta gezimin genel değerlendirmesine sonraki sayfadan ulaşabilirsiniz ! Şimdi alarmımı kurup uykuya dalabilirim…


Yazının Devamı: Sicilya – Malta / 5. Gün Catania – İstanbuldrawn-blue-arrow-rightdrawn-blue-arrow-right


2 Yorum Yapılmış

  1. Merhabalar.cok keyifli bir gezi ve yazı olmuş.aynı turu bızde yapmayı planlıyoruz.katanyadN maltaya ucak için fiyat baktıgımızda rynair cok uygun gözüküyor..sız gıderken rynaır donuste katanya ya air maltayı tercıh etmıssınız. Bize kıyaslamasını yaparmısınız?bız katanyadan maltaya oradan ıst a donmeyi planladık.rynaır bagaj parası alıyormu?sımdıden tesekkurler

    • Merhabalar Didem Hanım,

      Teşekkür ederim öncelikle 🙂 Ryanair veya Air Malta pek bir önemi yok. İkisi de güvenilir firmalar. Ryanair’da ek bagaj almanız gerekir, izin verilen yalnızca minik bir sırt çantası oluyor. Air malta bu konuda daha az kısıtlayıcıdır diye düşünüyorum.

      Bileti alırken bagaj kurallarına kesinlikle çok dikkat edin, şimdiden keyifli seyahatler, harika yerler 🙂

Şimdi Sorun, Görkem En Geç Birkaç Saate Yanıtlasın !

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.